Antik Karia bölgesinin önemli eğitim ve kültür kentlerinden Nysa’da, asırlık zeytin ağaçlarının altında yatan tarihi miras, biliminsanlarının özverili çalışmalarıyla gün yüzüne çıkıyor.
Büyük Menderes Nehri’nin bereketli havzasında tiyatro, gymnasium, agora yapısı ile Akharaka Tapınağı’na ev sahipliği yapan Nysa, M.Ö. 3’üncü yüzyıla tarihlenen antik bir yerleşim bölgesi. Sel sularının ikiye ayırdığı bir vadinin iki yakasında konumlanan “antik kent” vadiye inşa edilmiş yapıları, tiyatrosu, özellikle stadionu, tüneli ve 3 köprüsü ile dikkat çekiyor. Roma döneminin mimari, şehir planlaması ve mühendisliğinin en etkileyici örneklerinden biri olan kent, antik dönem coğrafyacısı Amasyalı Strabon’un da eğitim hayatının önemli duraklarından biri sayılıyor. Stratejik öneme sahip ulaşım ve ticaret yolları üzerinde bulunan Nysa, Roma ve Bizans döneminin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısıyla ilgili önemli bilgileri günümüze taşıyor. 1990 yılından bu yana Ankara Üniversitesi öğretim üyelerince yürütülen arkeolojik faaliyetler, günümüzde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Üniversitesi adına Doç. Dr. Serdar Hakan Öztaner başkanlığında devam ediyor.
2019 yılından bu yana Türkiye İş Bankası’nın desteği ile sürdürülen kazılarda, Nysa Antik Kenti’nin ana arteri olan Sütunlu Cadde’nin doğu kesiminin ortaya çıkarılması planlanıyor. Diğer taraftan antik kentteki tiyatro sahne binasının birinci katının ayağa kaldırılması için başlatılan çalışmalar da sürdürülüyor. Kazı Başkanı Doç. Dr. Serdar Hakan Öztaner arkeolojik çalışmalarla ilgili şunları söylüyor:
“Kazılarımız pandemi nedeniyle alınan tedbirler doğrultusunda daha küçük bir ekiple temmuz başından bu yana sürüyor. Temmuz ayında çalışmalarımıza başladığımızda Sütunlu Cadde’yi dik kesen anacaddelerden birisiyle olan kavşak noktasında anıtsal çeşme kalıntısına rastladık. Yaklaşık 11 metre ön cephe genişliği var. Havuzun derinliği de 4 metreye ulaştı. Şu anda hem Sütunlu Cadde’de hem de kavşak noktasındaki çeşme yapısında araştırmalarımıza devam ediyoruz. 2020 yılı kazı çalışmaları sonucunda nymphaion’un (anıtsal çeşme) geneline dair önemli bilgilere ulaşabileceğiz.” Roma döneminde insanların rahatlayıp serinledikleri anıtsal çeşmenin 1800 yıllık olduğu değerlendiriliyor. Antik kent, arkeoloji ve tarih meraklılarını bekliyor.