Doğadan sofralara uzanan lezzetli bir sanat serüveni

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin ikinci süreli sergisi “Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler”, topraktan ve denizden, pazar yerleri ve sofralardan ilham alan eserlerden oluşan bir serüvenin parçası olmaya davet ediyor.

Beyoğlu’nda akıp giden bir günde, kültür-sanata uzanan bir mola vermeye ne dersiniz? Bu mola sizi, ilhamını verimli topraktan ve denizden; meyvelerden, sebzelerden, balıklardan, yemeklerden ve sofralardan alan bir serüvene taşısın! Nasıl mı? Anlatalım…

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi, İstiklal Caddesi’nin tam kalbindeki konumuyla bu serüvenin merkezinde yer alıyor. Müzenin ikinci ve üçüncü katlarına yayılan “Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler” sergisi; Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmed Paşa, Selahattin Teoman, Cevat Dereli, Hikmet Onat, Hasan Vecih Bereketoğlu, Mehmed Muazzez gibi 90 sanatçıya ait 200’ü aşkın tablo ve heykelin bir arada yer aldığı bu lezzetli serüvene ev sahipliği yapıyor.

Küratörlüğünü, müzenin de kurucu küratörü Prof. Dr. Gül İrepoğlu’nun üstlendiği serginin tematik akışı izleyiciyi tat ve sanat ortaklığında buluşturuyor.

LEZZETLİ RESİMLERİ ADIM ADIM TAKİP EDİN
Sergiyi gezmeye “Cömert Doğa” bölümüyle; tarla, bağ ve bahçelerdeki rengârenk ekinlerin eşsiz düzeninin ve toprağın cömertliğini şekillendiren insanın yansıtıldığı eserlerle başlıyoruz. Ardından “Doğa Tadında Renklerle” natürmortlar çıkıyor karşımıza. “Ürünler Sunulurken” bölümüne geçtiğimizdeyse ürünlerin ve besinlerin şehirle buluştuğu cıvıl cıvıl pazar yerlerinin, dükkânların ve sokak satıcılarının ilham verdiği eserlerle sosyal hayata dahil oluyoruz.

“Denizden Çıkan Nimet” bölümünde çeşit çeşit balıklar ve balıkçılar; “Yemek İçin Emek” bölümünde gözü ve gönlü doyuran yemek hazırlıkları ve mutfak temalı eserler, adını Orhan Veli’nin ünlü dizesinden alan “Cânân ki Degüstasyon’a Gelmez” bölümünde kahve ve çay ile kahvehaneler, gazinolar, lokantalar ve sofraları konu alan eserlerle buluşuyoruz.

Sergide geçirdiğimiz dakikalarda sadece resimleri ve heykelleri değil, tıpkı müzenin ilk süreli sergisi “İstanbul’un Resmi”nde olduğu gibi, edebiyatımızın usta isimlerinden şiirleri ve alıntıları da takip edebiliyoruz. Âşık Veysel’den Cahit Sıtkı Tarancı’ya, Orhan Veli’den Ahmet Haşim’e, Sait Faik Abasıyanık’tan Refik Halit Karay’a öyle isimler var ki izlediğimiz eserlere eşlik eden, hayran kalmamak elde değil.

Sergide gördüklerine doyamayan izleyiciler için bir de iyi haberimiz var. “İştah açıcı görünümlerin yanı sıra zaman zaman keyifli zaman zamansa düşündürücü veya anıları tetikleyici çağrışımların; izleyende dokunma arzusu uyandıran meyve yığınlarının, kimi zaman da sebzelerin ve yeme içme ‘an’larının sanatla görselleştirilmiş halleri” sözleriyle bu sergiyi özetleyen Prof. İrepoğlu’nun yayıma hazırladığı sergi kitabı da sanatseverlerle buluşuyor. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılan kitap, bu lezzetli serüveni kütüphanelere de taşıyor.

“Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler” sergisinde tarladan, denizden başlayıp sosyal hayatın ortasına, pazarlara ve sofralara adım adım uzanan bir serüveni izliyoruz.

İki kata yayılan sergide yer alan 200’ü aşkın tablo ve heykele, edebiyatımızın usta isimlerinden şiirler ve alıntılar eşlik ediyor.