Bu şehir ne salgınlar, ne yangınlar yaşadı; bunu mu atlatamayacağız? İstanbul kent yaşamı pandemiden ağır darbe aldı ama enseyi karartmayın, biz öyle kolay yıkılmayız. Gelin, kentte ‘yeni normal’in kodlarına bakalım.
Yüksek yüksek teraslara, yeşil yeşil bahçelere nur yağıyor. En önemli kıstas, sosyal mesafeye uygun, yayılacak bol alanı olması. Kışın gözdesi, Alaçatı’dan Bebeköy’e transfer Momo, yaza da kat kat uzanan manzaralı bahçe avantajıyla girdi. Bu avantajı paylaşan bir komşusu var: Yılların Backyard’ı. Kent içindeyse Cihangir’de Emily’s Garden, Galatasaray’da Limonlu Bahçe, Arnavutköy’de Revma Balık, Etiler’de Atiler gibi yerler var. İster akşamüstü kokteyline ister deniz ürünlerine ister kahvaltıya… Şehir bahçelerinin en yenisiyle Harbiye’deki Room&Roomers’ın yerine açılan Cabbar.
Yeniköy’deki Eski Âdet gibi tropikal atmosferde üst düzey kebap vaat ediyor. Kentin tezat seven aurası, yeni normalde de ifratla tefrit arasında gidip gelmelerden vazgeçemedi: İstanbul ara renk, ara kat pek sevmez. Zemindeki bahçe olmuyorsa bu kez en tepedeki teras olacak. Korona sonrasında ‘Yedi Tepeli’nin terasları da yükselişte. DJ Aksak “La Boom’un üstündeki Teras Emirgân balık istifi şeklinde, üst üste” diyor.
Kent merkezinde Şişhane Monkey, Galatasaray 360, Nişantaşı Frankie, Ulus Sunset, Maçka Spago, Dolmabahçe Swissôtel 16 Roof, Bebek Otel terası var. Bebek Teras, Spago, 16 Roof gibi otel içinde olanlar avantajlı çünkü saat kısıtlaması yok. Evet, haksız rekabet ama bu şehir haksızlığı da sever, tutar biliyorsunuz. Hadi bir de yeni ekleyelim: Ortaköy’deki Meftun’un yazlık terası. Türkçe canlı müzik yapıyorlar.
ÖNÜM ARKAM, SAĞIM SOLUM DENİZ
Şehri birbirine bakan iki dikdörtgen şeklinde düşünürseniz altı tarafımız denizle çevrili. Kuzeybatıda Kilyos Kayıkhane’den tutun, güneydoğuda Moda Kayıkhane’ye kadar. Kilyos Kayıkhane, çizgisinden ödün vermiyor: Salaş, bir tık pahalı ve canlı müzik yok. Moda Kayıkhane daha orta sınıf ve genç, müzik eksik olmuyor. Bu yaz iki de yenisi var: Dünya mutfağı yapan Garbo ve meyhane Paslı Pelikan.
İki kayıkhanenin arasıysa sağlı sollu Boğaz hattı. Geniş alanları, birbirinden uzak loca ve masalarıyla Kuruçeşme’deki Oligark ve Sortie koronaya karşı havaalanı ferahlığı sağlıyor. Boğaz hattı demişken Demet Akalın’ın Anadoluhisarı’nda açtığı sahil kebapçısı Hira Han’ı atlamamak lazım. Gaziantep mutfağı. “Benim değil, görümcemin” diyor. Biz görümce falan tanımayız, senelerce mekân fiyatlarından şikâyet edip durdu. Bakalım şimdi kendileri kaçtan satacak Antep lahmacunu, yuvalamayı? Madem ikilemelerden gidiyoruz, bir tane de ‘Maslak vs Ataşehir’ yapalım. Şehrin simetrik gökdelen bölgeleri… Maslak’ın vur patlasın yeni nesil meyhanesi Esnaf’a Ataşehir’de kuzen açıldı: Muhtar. Yine aynı konsept ama bunun bahçesi de var. Deniz bahsini Kilyos kumlarından güneşi batırarak bitirelim: Eski Solar Beach’in yerine açılan ve son iki yıldır Solomon’un ‘Dynamic Festival’ine ev sahipliği yapan Kafes, bu sene de faaliyete girdi. İçinde Suma Stage de olacak; işletmeyi Suma ekibiyle beraber yapacaklar. Ama artık festival kültürünü bir süre aklınızdan çıkarsanız iyi olur.
Demet Akalın’ın açtığı Hira Han’ı atlamamak lazım. Gaziantep mutfağı. ‘Benim değil, görümcemin’ diyor. Biz görümce falan tanımayız, senelerce mekân fiyatlarından şikâyet edip durdu. Bakalım şimdi kendileri kaçtan satacak Antep lahmacunu, yuvalamayı?
Sokak çocukları
Kent sakinleri asla kapalı alandan masa istemiyor. Fobi gibi. Dışarıda yer yoksa içeriyi kabul etmiyor, başka yere gidiyor. Açık hava ve sokak kültürü 80’lerde bile olmadığı kadar revaçta. Asmalımescit’teki Corridor Pera gibi mekânları düşünün. Smirting sokağa doğru az taşmış… Hemen karşısı, yılların müdavim mekânı Ece. Birinin önünden diğerini gören selamlaşıyor. Sokak ruhunun iyi hissedildiği diğer yerler Beşiktaş Çarşı, Kadıköy Moda Caddesi, Beyoğlu Çukurcuma, Yeldeğirmeni… İlginç bir şekilde Cihangir, Galata, Arnavutköy sakin.
10 bin liraya mekân kapatmaca
Beyaz yakalı, 40 yaş fantezisi gibi: Korunmaya dikkat ettiğini bildiğim, güvendiğim insanlarla sosyalleşeceğim, bizden başka kimse olmayacak. Mekânı kapatmış gibi olacaksınız, üstüne de fine-dining bir restoran: Nişantaşı’ndaki Alancha. Gecede sadece tek bir kişiden rezervasyon alınıyor. Ederi 10 bin lira. İster iki kişi git, ister 15 kişilik arkadaş grubu; o parayı ödeyeceksiniz. Hesabınız bunu aşarsa ekstraya giriyor. Bir gecede en fazla 45 kişi olabilirsiniz.
Artık bizim de arabalı konserlerimiz var
Şehrin yeni oyuncağı. Bizde sinemada da ‘drive-in’ yaygın olmadığı için insanların ‘nasıl bir şey acaba’ diye fetişleştirdiği bir deneyime dönüştü. Yenikapı’daki İstanbul Açık Hava Gösteri Merkezi’nde açılışı Kenan Doğulu yaptı. Normal konserlere göre pahalı. En düşük biletin fiyatı 150 lira. Arabadan inmek yasak. En fazla üç kişi. Ön sol cam açık olacak. Flört yok; yan tarafınıza hangi araba düşerse, o kadar…
Anadolu’da Moda AVRUPA’DA MAÇKA PARKLARI
Paris, Amsterdam, Berlin, Londra ve Barselona gibi havalı kentlerde yeni normalin en büyük trendi açık havada nehir kenarı buluşmaları. Bu durum bize park olarak yansıdı. Anadolu Yakası’nda başı Moda Parkı çekiyor. Fenerbahçe Parkı ve Caddebostan sahili de var. Bize her yer 90’ları hatırlatıyor: Yerlere çemberler çizilmiş; ya dışındasın ya içinde. Horon tepen, gitar çalanla yan yana. Avrupa Yakası’ndaki adresse Nişantaşı’na komşu Maçka Parkı. Metrobüse binip gelen var. Sık kavga çıkınca güvenlik artırıldı. Adliyeye yansıyan üç vaka oldu.
Eğlence rakiplerinde durum
Şeyma Subaşı’na kötü haber: İbiza kulüpleri bu yaz açılmayacak, muhtemelen 2021 yılbaşına kadar da böyle kalacak. Boşluktan Mikonos yararlanmaya çalışıyor. Scorpios Club içli bir paylaşım yaptı, ağlarsınız: “İnsanlar sosyal varlıklardır. Birlikte yemek, birbirimizle iletişim kurduğumuz, bedenimizi ve ruhumuzu beslediğimiz bla bla bla…”