Fiziki olarak bir etkinlikte bulunmanın keyfi bambaşka olsa da dijital dönüşümle sanatın erişimi de başkalaştı. ‘Dayanışma ve umut’ temasıyla çevrim içi etkinlikleri başarıyla sürdüren İş Sanat’ın Sanat Yönetmeni Defne Turaç ile kültür sanat dünyasının yeni perdesini araladık, bu dönüşümün ve geleceğin resmini hayal ettik.
Yazı: Ekin Türkantos
İş Sanat 21’inci sezonunu çevrim içi etkinliklerle sürdürüyor. Arka planda nasıl bir hazırlık yaptınız, bu sezonun öne çıkan mottosu nedir?
Pandeminin mevcut şartlarında her sektör gibi yaratıcı sektör de olumsuz yönde etkilendi. Bu etkileri hâlâ görüyoruz. Dolayısıyla bu sezonun temasını ‘dayanışma ve umut’ olarak belirledik ve sanatçısından teknik çalışanına, birlikte üretebileceğimiz bir sezon planladık.
Sosyal hayatımız da pandemiyle birlikte değişti. İnsanlar konserleri, tiyatro oyunlarını çevirimiçi olarak sevdikleriyle paylaşıp, hep birlikte izleyip, kritiğini de beraber yapıyorlar. Bu anlamda size gelen izleyici yorumları nasıl?
YouTube kanalımızdan yayınlanan ilk gösterimlerimizde izleyici, etkinliği seyrederken, canlı sohbet imkânı bulabiliyor. Bu, bize anlık tepkileri görmek için olanak sağlıyor. Hem ilk gösterimlerde, hem de diğer yorumlardan çıkarımımıza göre istikrarlı ve aynı kalitede içerik üretebiliyorsanız insanlar sizi takip etmeye başlıyor. Tıpkı fiziki sezonlarımızda olduğu gibi çevrimiçi etkinliklerimizde de hayli sadık bir izleyici kitlemiz oluştu.
Bu yeni model, gelecekte belki iyice yerleşecek ve izleyiciler için yeni bir seyir modeli olarak daha da fazla kabul görecek. Örneğin iş çıkışı trafiğinde temsile yetişmek yerine evine gidip kendi konforlu ortamında konser izlemek belki de tercih sebebi olacak. Konuya bu taraftan bakınca nasıl yorumlarsınız?
Çevrim içi etkinlikler hiçbir zaman fiziki etkinliklerin yerini tutmasa da yayınlanan içeriklerin daha geniş bir kitleye ulaştığı su götürmez bir gerçek. İleriki dönemde etkinliklerin her iki platformda da kendi yollarında ilerleyeceği görüşündeyiz.
Tüm etkinliklerinizi ücretsiz olarak izleyicilerle buluşturuyorsunuz. Peki, bu yeni dijital modelin ekonomisi nasıl yürütülüyor? Kültür-sanat ekonomisi anlamında bu sürecin yansımalarını nasıl yorumlarsınız?
İş Sanat, Türkiye İş Bankası’nın sanat alanında yürüttüğü kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin çatı markası. Dolayısıyla faaliyetlerimiz İş Bankası’nın kuruluşundan beri sanat alanında tutarlılıkla sürdürdüğü bir anlayışın sonucu.
FİZİKİ DENEYİMLERİN DUYGUSU DİJİTALDE CANLANIYOR
Çevrim içi projelerin ücretsiz olması çok güzel ve büyük bir lüks aynı zamanda. Bu durum daha fazla kişiye ulaşmayı sağlıyor mu, izleyici yoğunluğu nasıl? Dijital etkinliklerde sahneden seyirciye yansıyan o heyecan verici, anlık ve her temsilde farklılık gösteren, birebir etki yakalanıyor mu sizce?
Aynı ortamda omuz omuza müzik dinlemenin melodilere katılmanın alkışlarla destek vermenin yaratmış olduğu eşsiz ruh halini bir ekranın başında yakalamak izleyici açısından kolay değil. Sanatçı açısından ise neredeyse imkânsız. Kanaatimce her iki taraf da önceki fiziki deneyimlerinin duygusunu anımsayarak, aynı koşulların olduğunu varsayarak dijital ortamdan keyif almaya çalışıyor. Bununla birlikte prömiyer yaklaşımıyla gösterimler düzenliyoruz. Burada YouTube’un sağlamış olduğu canlı sohbet imkânı seyircilerin bizimle, birbiriyle ve mümkün olduğu durumda sanatçılarla etkileşime girmelerini ve duygularını paylaşmalarına imkân veriyor.
Dijital etkinlik döneminde hem sahnedeki sanatçılar hem de seyirci tarafından bakınca, eksik kalan bir şey hep olacak. Örneğin, tiyatro sanatı elbette hep olacak ama belki başka bir formda… Sanatın topyekûn şekil değiştireceği bir süreçten bahsetmek mümkün mü?
Sanatı değişimden ayrı düşünmek mümkün değil. Bazen sanat hayatı değiştirir, bazen de hayat sanatı. Topyekûn bir değişim söz konusu olur mu, çok emin değilim. Sanatın arz edilişi ise daha gelenekseldir ama hayatın akışında onun da şekil değiştirmesi mümkün tabii.
EĞLENCE ARZI ARTIŞ GÖSTERİYOR
Pandemi sonrası kültür sanat hayatı nasıl olacak, şimdiden neleri öngörüyorsunuz?
Pandemi sonrası için farklı senaryolar öngörmek mümkün. Ama hepsi çeşitli varsayımlara bağlı. Geçmişe bakıldığında böylesi küresel sıkıntılardan sonra insanların eğlence ve kültür- sanat için çok daha fazla zaman ve kaynak ayırdıklarını görüyoruz. Buna paralel olarak sanatsal üretimin ve eğlence arzının da artış gösterdiğini izliyoruz. Dünyanın pandemi sonrası sonrasında benzeri bir yolda ilerlemesi bana çok mümkün görünüyor. Dijital etkinliklerde bu gidişatta yerini, sağladığı imkânlarla alacaktır.
Masal tiyatrosu, belgesel, dinleti serisi, okuma tiyatrosu, çevrimiçi sergiler, provadan izle bölümü ve konser kayıtlarıyla zengin bir altyapınız var. Aylık programda olmazsa olmazlarınız ve yeni eklenecekler neler?
Biz sezonun başından bu yana çevrimiçi programımızı tıpkı konser salonumuz açıkmış gibi programlamaya gayret ettik. Geçen sezonlarımızdaki klasik müzik, şiir ve hikâye dinletileri, Türk halk ve Türk sanat müziği, caz konserlerinden, edebiyat ve çocuk etkinliklerine kadar tüm programı çevrimiçine taşıdık. Bu sezon en büyük değişiklik, sezonun tamamını ülkemizin sanatçılarıyla oluşturmuş olmamız. Bunun üzerine yepyeni projeler ve atölye çalışmalarını da programımızın içine kattık.
SEZONDA NELER VAR?
Provadan İzle: İş Sanat’ın yeni serisi Provadan İzle, Molière’in ölümsüz komedisi ‘Cimri’ ile başladı. Oyunun tamamı bir okuma provası düzeninde seyircilere sunuluyor. Bir masanın etrafında gerçekleşen Provadan İzle serisinde izleyici tüm metnin okunduğu, alışılmışın dışında bir deneyime davet ediliyor.
Okuma Tiyatrosu: Klasik tiyatro eserlerinden bölümlerin seslendirildiği Okuma Tiyatrosu’nda ‘Figaro’nun Düğünü veya Çılgın Gün’, ‘Kibarlık Budalası’, ‘Olmedo Şövalyesi’, ‘Macbeth’, ‘Hastalık Hastası’, ‘Windsor’un Şen Kadınları’, ‘Antonius ve Kleopatra’, ‘Kuru Gürültü’, ‘Othello’, ‘Ayı ve Peer Gynt’ eserlerinin de bulunduğu bölümler, İş Sanat’ın YouTube kanalında ve internet sitesinde sezon boyunca erişime açık.
Dinleti Serisi: Şiir ve hikâye tutkunlarının ilgiyle takip ettiği müzikle edebiyatın iç içe geçtiği Dinleti Serisi’nde seslendirmeler Tilbe Saran, Metin Belgin, Bent Emin Yarar ve Hakan Gerçek tarafından yapılıyor. Nisan ayında Sabahattin Ali’nin hikâyeleri ‘Gece Kapladı Her Yeri’ dinletisinde olacak.