İrem Nalça’nın “Güneşin Duvarı Yok” başlıklı kişisel sergisi 30 Eylül – 6 Kasım tarihleri arasında Simbart Projects Çukurcuma’da sanatseverlerle buluşuyor.
“Roman kurumsal düşünceden değil, mizahi düşünceden doğmuştur.”
Milan Kundera
Adını Karagöz oyunlarının bir dizesinden alan sergi, sergi mekanını bir sahne arkasına kuklacının kaotik atölyesine dönüştürüyor. Günümüzün dijital teknolojilerinin izleyiciyi bir katılımcı olmaktan koparıp pasif bir konuma yerleştirmesine karşıt olarak sanatçının kullandığı anolog yönteminin fizikselliği, bir düşünme biçimi olarak kurguyu aktif bir deneyim sahasına taşıyor.
Bir queer anlatım türüne sahip olan Karagöz tiyatrosunda, Karagöz hilebaz arketipi olarak konumlanır. Sanatçının “Görkemli Düşüşler Sirki” adlı animasyon çalışmasında ise hilebaz, yarım yamalak gözüken kuklacının kendisiyle yer değiştirir.
Stop-motion tekniği ile üretilen bu animasyon, yönetmeni de bir katılımcı, hatta protagonist olduğu bir karaktere büründürür. Hilebaz, arketipler arasında belirgin bir nitelik taşımayan tek figürdür. Hiç bir özelliği yoktur fakat yine de hikayenin öznesidir, potansiyel doludur. Buradan yola çıkarak “Görkemli Düşüşler Sirki’ne dahil olan sanatçının işin kendisiyle örtüşerek, hilebazı oynatan bir hilebaz olarak konumlanması bir mise-en abyme olma özelliği taşır.
Mise-en-abyme, bir imajın içindeki sonsuzluğu imleyen, bakanın resmin içinde görülmesine dair bir kavramdır. Kelime anlamı, boşluk içine yerleştirilmiş olandır. İçine dahil olduğumuz kurgunun öznesi olduğumuzu hatırlatması adına sanatçı, çağdaş bireyin taşıdığı kimlikler ve temsiller arasında uyuklayana temas etmek üzere absürt olanı önerir, jestlere alan açar. Günümüz iletişiminin yüzeyselliğine ve dilin yetersizliğine değinen sergide, sanatı bir güldürü içinde bugünün sertleşmiş koşullarının tekrar deneyimlenmesine imkan sağlar.
İrem Nalça’nın “Güneşin Duvarı Yok” sergisini 30 Eylül – 6 Kasım tarihleri arasında Simbart Projects Çukurcuma’da ziyaret edebilirsiniz.