Geçen ayki öneri sayımızı ikiye katlayan dev dosyamız hizmetinizde. ELÇİN YAHŞİ
Sinemasever büyükler için bir masal: Hollywood
Quentin Tarantino nasıl Hitler’in sonunu, Sharon Tate cinayetini kendine göre yorumladıysa, Ryan Murphy de Hollywood’u aşırı derecede kendine göre yorumlamış bu dizide. Yedi bölümlük ‘Hollywood’ ya her şey öyle değil de böyle olsaydı, yani ta o zamandan mesela senaryo yazarı siyah olsaydı, stüdyoda son kararı veren bir kadın olsaydı, filmin yakışıklısı gay olduğunu gizlemeseydi diyerek, alıştığımızdan çok farklı ama bir o kadar eğlenceli, alternatif bir Hollywood tarihi sunuyor bize. Konu kabaca, İkinci Dünya Savaşı ertesinde, ne pahasına olursa olsun Hollywood’da tutunmaya çalışan bir grup gencin ve köşe başlarını tutmuş endüstri kodamanlarının mücadelesi.
‘American Crime Story’, ‘American Horror Story’, ‘Glee’, ‘Feud’, ‘Pose’ gibi dizilere imza atmış olan Ryan Murphy, geçen yıl Netflix’le beş yıllığına 300 milyon dolarlık bir anlaşmaya imza attı. Üretkenliğine bakılacak olursa bu beş yıl bizim için de kârlı olacak gibi.
Murphy, dizisinin “Hollywood’un altın çağına yazılmış bir aşk mektubu” olduğunu söylüyor. Ayrıca Hollywood’un ve onunla iç içe geçmiş seks endüstrisinin hem ne kadar değiştiğini hem de nasıl hiç değişmediğini gözler önüne sereceğini belirtiyor. Yıldız olmak için Hollywood’a gelen Jack Costello’yu canlandıran David Corenswet, karakterinin Marlon Brando, Montgomery Clift ve James Dean’in bir karışımı olduğunu belirtiyor.
Dizide ayrıca Ryan Murphy’yle beraber yer aldığı ‘American Crime Story: The Assassination of Gianni Versace’ ile Emmy ödülü kazanan Darren Criss, ‘The Practice’den sonra ‘American Horror Story’de de rol alan Dylan McDermott, Broadway yıldızları Patti LuPone ve Jeremy Pope, konuk oyuncu olarak da Rob Reiner ve Mira Sorvino yer alıyor.
Şahane giysiler içindeki, birbirinden yakışıklı ve güzel insanlar muhteşem mekânlarda buluşuyor; George Cukor, Vivien Leigh, Susan Hayward isimleri havalarda uçuşuyor; başta Rock Hudson olmak üzere herkes Hollywood’da yerini önce kapmak, sonra sağlama almak için çalışıyor. Şöhrete giden yol, yönetmenin olmasa da menajerin yatağından geçiyor tabii yine; fakat genel olarak herkesin son kertede ‘iyi insan’ olduğunun altını çizmek gerekiyor. Zaten seyrederken insan ne kadar uzun süredir böyle pozitif bir şey izlemediğini fark ediyor. ‘Hollywood’ kısaca, sinemasever büyükler için bir masal. Netflix
Ibiza’dan sevgiler: White Lines
Ibiza’da gizemli bir şekilde kaybolan Manchester’lı gencin cesedi 24 yıl sonra ortaya çıkar. Kız kardeşi, bu olayın perde arkasını öğrenmek üzere Ibiza’ya gider. Deniz, güneş, fıkır fıkır müzik, çiçekli gömlekler, lüks, ihtişam, seks, entrika, cinayet, uyuşturucu; son olarak da ‘La Casa de Papel’e de imza atan Álex Pina faktörü diyelim. Netflix
Abra kadabra: Kubilay ‘QB’ Tunçer ile Evde Sihir
Hem iyi bir oyuncu hem de illüzyonist olan Kubilay Tunçer, beş bölümlük programda önce numaraları yapıyor, sonra işin aslını öğretiyor. Çocuklar için tatlı bir alternatif. puhutv
Felaketlerden felaket beğenin: Into the Night
Dizi, dünyada yaşanan ani bir güneş felaketiyle insanların hayatını kaybettiği kaotik bir olayla başlıyor. Gece uçuşuyla Brüksel’den karanlığın hüküm sürdüğü batıya doğru kaçmaya çalışan bir grup ‘şanslı’ yolcu ve uçak mürettebatının, hayatları pahasına neler yapabileceklerine odaklanıyor. Altı bölümlük dizi, Polonyalı bilimkurgu yazarı Jacek Dukaj’ın dijital olarak yayımlanan ‘The Old Axolotl’ isimli kitabından uyarlama ve Belçika yapımı. Çokuluslu oyuncu kadrosunda Mehmet Kurtuluş da var. Netflix
Ama nilüfer durgun suda olur: Rüzgarda Salınan Nilüfer
Haklı olarak diyeceksiniz ki bu film 2016 tarihli, nasıl ayın filmi olabilir? Aslında biraz torpil geçtiğimi itiraf etmeliyim. Biliyorsunuzdur, özellikle yerli filmleri vizyonda kaçırınca bir daha yakalama şansı çok düşük oluyor. Ben de kaçırdığım filmleri düzenli olarak platformlarda arıyorum, belki biri almıştır da izlerim diye. İşte ‘Rüzgarda Salınan Nilüfer’ de bu aramalardan birinde nihayet karşıma çıktı. Gerçi bulduktan bir süre sonra, karantina günlerinde izledim ama hepimizin evlere kapanıp ister istemez düşüncelerimizle baş başa kaldığı şu günlerin ruhuna o kadar uygun ve ayrıca o kadar güzel bir film ki, sizi de haberdar etmek istedim.
Belli ki korunaklı, iyi bir sitede, birkaç katlı, bahçeli, şahane bir ev; tüketmekten başka yapacak işi olmayan güzel bir kadın; para kazanmaktan yana da ailesiyle de büyük bir derdi olmayan ‘başarılı’ bir işadamı; bu ikilinin aynı çizgide büyüyen, maymun iştahlı küçük kızı. Herkesin elindeki telefona ya da tablete gömüldüğü sakin bir aile hayatı. Sıkıntı yok yani; ama iletişim, sevgi, ruh, mana da yok. Bu durumlarda genellikle olduğu gibi, adam küçük kaçamaklarla, kadın da bitmeyen alışverişe eşlik edecek kültürel bir faaliyetle bu boşluğa anlam katma çabasında. Bu çaba, ekonomik olarak kendilerinden bir parça daha düşük (ve fakat onlardan daha ‘entelektüel’) eski tanıdıkları olan bir çiftle yakınlaşmalarına neden oluyor ve denge bozuluyor…
Karı-kocada Songül Öden ve Tolga Tekin, yazar arkadaşta Tülay Günal şaşırtacak derecede iyi. Üst orta sınıfı yargılamayan, taraf tutmadan anlamaya çalışan tespitler o kadar yerinde ki, bu filmden önce ‘Çoğunluk’u, sonra da ‘Masum’ dizisini çeken, filmin yazarı ve yönetmeni yönetmen Seren Yüce neden daha çok çıkmıyor karşımıza diye hayıflanıyor insan. İzleyin, hem beğenecek, hem de üzerine düşüneceksiniz. iTunes
Caz sevenler hemen toplaşsın: The Eddy
Damien Chazelle’in yönettiği ‘La La Land’in sıkışık trafikte başlayan ve tam altı dakika süren, araya bir şarkı ve dans sıkıştıran açılış planını hatırlıyor musunuz? ‘The Eddy’nin açılışı da tam beş dakika, burada da bir gece kulübündeyiz, sahnede müzik var, elde taşınan kamera mekânın köşesini bucağını dolaşıyor, bir ara dışarı çıkıp geri geliyor… Görüntü de televizyon ekranında gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor çünkü yönetmen o planı 16 mm’lik bir kamerayla çekmiş. Bir film izliyor gibiyiz kısaca. Ama bu, ilk iki bölümünü bizzat Chazelle’in çektiği sekiz bölümlük bir dizi, ‘The Eddy’ ise hem dizinin hem de o caz kulübünün adı. Paris’in filmlerde görmeye alışık olmadığımız mahallelerinden birinde bir kulüp burası; iki ortağından biri Amerikalı Elliot (‘Moonlight’tan Andre Holland), diğeri Fransız Ferid (‘A Prophet’ten Tahar Rahim). Kulübün bir sürü sorunu var ve Elliot’ın kızı babasını ziyarete geliyor. Galasını ilk iki bölümüyle Berlin Film Festivali’nde yapan ‘The Eddy’nin aynı zamanda bir müzik ziyafeti olduğunu söylemeye gerek var mı? Netflix
Bu kez finansçı: Devils
‘Grey’s Anatomy’nin doktoru, ‘The Harry Quebert Affair’in cinayetle suçlanan yazarı Patrick Dempsey, bu kez uluslararası bir bankanın CEO’su. Bir finansçının çoksatan kitabından uyarlanan ‘Devils’ın İtalyan yapımcıları, dizi ekonomik kriz dönemine denk geldiği için şaşkın ama şimdiden 160 bölgeye satılmış olmasından dolayı da mutlular. Finans dünyasının iç dinamiklerine tanık olacağımız dizide işler, Avrupa ekonomisinin sarsılmasına kadar varıyor. BluTv
Tektaşımı kendim çaldım: Ocean 8
Mahir soyguncu Debbie Ocean, hapishaneden çıktıktan sonra her biri başka bir alanda yetenekli yedi kadını bir araya getirerek New York’un en klas etkinliklerinden biri olan Met Gala sırasında 150 milyon dolarlık bir gerdanlık çalma harekâtını organize eder. Gayet eğlenceli. Tivibu
2.5 saatlik bölümleri 1.5 dakikada batırma uzmanı: Murat Soner
Eski radyocu Murat Soner kanalında güncel dizi ve film yorumları yapıyor. Aynı şeyi yapan bunca kanal varken neden o? Çünkü kısacık, derdini üç-beş dakikada anlatıyor, esprilerine her zaman katılmak mümkün olmasa da tespitleri nokta atışı. YouTube
‘Downton Abbey’ sevene: Belgravia
Yazar Julian Fellowes, ‘Downton Abbey’nin yerini dolduramayacak kadar kısa (altı bölüm) ama tadı damakta kalacak kadar güzel başka bir hikayeyle karşımızda. Belgravia semtinin ‘müteahhiti’ yeni zengin aile ile aristokratlar arasında sürpriz kan bağı. 13 Mayıs’ta. beIN Connect
Bu da onların varoş hikâyeleri: Hayaller Bizim, İki Gözüm
Şehrin varoş tabir edilen mahallelerinde yaşayan insanların hayatlarına ve hayallerine odaklanan altı bölümlük bir belgesel dizi. Çarpık kentleşmenin ve türlü kavgaların ortasında yaşayan, alışılmadık hobileri, alışkanlıkları olan bu insanların amacı aynı: Yırtmak. Ama legal, ama illegal; illaki yırtmak. Kimi bomba bir rap albümü çıkarıp parayı bulma peşinde, kimi ise ‘Sıfır Bir’ gibi bir dizi yapıp ünlü olmanın… Yönetmen, ‘Benim Varoş Hikâyem’le tanıdığımız Yunus Ozan Korkut. BluTv
Finlandiya mutfağı mı dediniz: Food Unknown
Mutfak kültürü konusunda insanların ilgisini çekememiş Nordik ülkelerden biri Finlandiya. Ancak sessiz sakin görünen bazı Finlandiyalılar toplayıcılık kültüründen gelen hünerlerini mükemmel şekilde kullanıyor ve bu yeteneklerini kendilerine özgü mutfak kültürüyle harmanlıyorlar. Jonathan Legg, ülke genelindeki mutfak kültürünü anlamak için bizi Helsinki’deki yerel mekânlardan ülkenin en iyi şeflerine kadar gezdirerek, yiyecekleri tattırıyor! Şahane doğası eşliğinde Finlandiya’nın yerel lezzetleriyle tanışmaya hazır olun. Fun Box
Yelkenler fora: Inside Sailing
Oturduğumuz yerde hiç değilse püfür püfür havalanan yelkenleri izleyelim. ‘Inside Sailing’ (Yelken Dünyası) tüm dünyadan bu alandaki en önemli haberleri ekranlara taşıyan, izleyiciyi yelkenciliğin sırları konusunda eğitirken dünyanın muhteşem denizlerini sunan ve farklı yatçılık biçimlerine dikkat çeken bir program. Fast&Fun Box
Bir baba-kız hikâyesi: Leave No Trace
‘Leave No Trace’de (İz Bırakma), savaştan döndükten sonra sosyal hayata uyum sağlamakta zorlanan bir babayla kızının doğayla iç içe yaşama mücadelesi var. tivibu
Hanımköylü olmanın böylesi: L’Attache
İsrailli başarılı bir müzisyen, evli, bir çocuklu, işleri yolunda. Fransız asıllı karısı Paris’ten müthiş bir iş teklifi alınca her şeyi geride bırakıp romantik hayallerle bir yıllığına Paris’e taşınma kararı alıyor. Onlar taşınır taşınmaz da, Bataclan terör saldırısı oluyor ve işin rengi değişiyor, romantik hayaller kimsenin aklına bile gelemiyor artık. Kimlik bunalımı, anksiyete, kariyer sorunları derken, ilişki temelinden sarsılıyor. Bakalım toparlanabilecek mi? Son dönemde platformlar sayesinde dünya çapında izleyici bulan İsrail dizilerinden biri daha. 10 bölüm. BluTv
Jerry Seinfeld geri geliyor: 23 Hours to Kill
Mizahını en sıradan gündelik hayat rutininden çıkaran ve herhalde stand-up komedyenlerin en başarılılarından biri, belki de en başarılısı olan Jerry Seinfeld,
bir saatlik yeni şovuyla ekranda. Şov, New York’taki Beacon Theatre sahnesinde kaydedilmiş. Netflix
Stand-up kanalı: Tuz Biber
Kadıköy’de bir barda düzenlenen stand-up komedi gecelerinde sahneye çıkanları izleyebileceğimiz bir kanal. Bazı genç komedyenlerin tiryakileri oluşmuş bile. Tabii her yeni girişim gibi ince elenip sık dokunuyor, zaman zaman eleştirilerin hedefi oluyor. Bence komikse gülünür, değilse başka kanala geçilir. Şu sıra zaten barlar açık değil, beğenirseniz gidip yerinde de izlersiniz açılınca… YouTube
Eve dönüşte yeni perde: Homecoming
Julia Roberts’ın oynadığı ilk sezon, 2018’in en beğendiğimiz dizilerinden biri olmuştu. Bir podcast dizisinin uyarlaması olan ‘Homecoming’de Roberts, savaştan dönen askerlere destek olan bir kurumda görevliydi ve adım adım kurumun gerçek amacını keşfediyordu. Bir sır gibi saklanan ikinci sezonda ilk sezondan bazı tanıdık yüzler ve Janelle Monáe gibi yeni isimler olacak ve denilen o ki, bu sezon aynı kurumda öncekinden daha büyük bır sır açığa çıkacak. Amazon Prime
YouTube’un amatör fırıncılarından ekmek tarifleri
Ekşi mayasını da üreterek ekmeğinin her şeyini kendi yapmak isteyenler ‘Masmavi3 Mutfakta’ kanalına başvurabilir. Sabır ve sevgiyle, günlerce tekrar tekrar yoğrularak üretilen ve nefis görünen ekmekler burada. Ayrıca çok daha kısa sürede hazırlanan envaiçeşit hamur işi tarifi de…
* ‘Nefis Yemek Tarifleri’ kanalında ‘Gerçek ekmek tarifi, birebir fırındakinin aynısı’ başlığı milyonlarca kez izlenmiş. Video da çok kısa.
* ‘Düdüklü Tencerem’ kanalında hem ekşi maya yapımı, hem ekşi mayalı ekmek yapımı, hem zeytinli ve ekşi mayalı ekmek yapımı anlatılıyor.
* ‘Canan Kurban’ın kanalında yoğrulmayan mayasız ekmek, yoğrulmayan makinesiz ekmek tarifleri var.
* ‘Şemsa Denizsel’den mısır ekmeği, focaccia, pide tarifleri öğrenebilirsiniz.
* ‘İdil Yazar’dan zeytinli ekmek, sarmısaklı ekmek, bazlama tüyoları alabilirsiniz.
* İngilizce bilenler ‘Jenny Can Cook’ kanalında sadece un, kuru maya ve sıcak suyla hiç yoğurmadan, yarım saatte hazırlanan ekmek tarifini izleyebilir. ‘Faster no knead bread’ diye bulabilirsiniz.
* İngilizce demişken, Jamie Oliver’ın ‘Keep Cooking and Carry On’ kanalını da atlamayalım. Onun da evde ekmek tarifi var elbet.
* ‘Refika Birgül’den Mucize Lezzetler’de ekşi mayalı ekmek tarifi var. ‘Refika’nın Yemek Okulu’nda ise doğrudan ‘Burak’ın Ekmek Teknesi’ diye bir bölüm var ki sokak simidinden lavaşa, ramazan pidesinden açmaya her tür tarifi bulabilirsiniz.
Ev konserleri
Yeni nesil için ama bu defa evde: MTV Unplugged at Home
‘MTV Unplugged’ programı 1989’da yayımlanmış ilk. ‘Eric Clapton Unplugged’ albümü de 26 milyondan fazla satılarak hâlâ bir rekoru elde tutuyormuş. Rod Stewart’ı, Nirvana’yı izlediğimi hatırlıyorum. ‘MTV Unplugged at Home’ serisi, o mirasın üzerine inşa edilmiş bir zamane programı. MTV’nin sosyal platformlarında performans gösteren Shaggy, Alessia Cara, Jewel, Melissa Etheridge, Monsta X, Bazzi, CNCO ve FINNEAS ile devam ediyor. #AloneTogether etiketiyle sanatçıları evlerinin konforundan, dinleyenleriyle buluşturuyor. Bu yeni seriyi multi-platin Grammy ödüllü Wyclef Jean, pop ve R&B müzisyeni JoJo ve İngiliz müzisyen Yungblud başlatmış. Müzisyenler ve hayranlarının bir araya gelmesini virüs bile engelleyemiyor. MTV YouTube kanalının yanı sıra Twitter ve Instagram hesaplarından da ulaşılıyor.
Dışarıda bir gece gibi: İbrahim Selim ile Bu Gece
Her hafta Zorlu PSM touché sahnesinde Türkiye ve gündeme dair konuları ve farklı ilgi alanlarından ağırladığı sürpriz konuk sanatçılarıyla seyirci karşısına çıkan program bir süre evden yayında olacak. Daha önce Serenay Sarıkaya, Cem Yılmaz, Gupse Özay, Yalın, Hazal Kaya, Göksel gibi isimleri konuk alan Selim, her çarşamba gecesi yeni isimlerle Zorlu PSM YouTube kanalında. İbrahim Selim’in söyleşisini dergimizin 18’inci sayfasında okuyabilirsiniz.
Hem evde kal hem de: Red Bull Sunar: Evde Çal
Ev konserleri bütün hızıyla devam ediyordu sayın seyirciler! ‘Red Bull Sunar: Evde Çal’ serisi bu zamana kadar Nilipek, Akın Sevgör, Kalben, Gökhan Türkmen, Ringo Jets, Gaye Su Akyol ile Ali Güçlü Şimşek, Eda Baba, Gülinler ve Ceylan Ertem’i konuk etti. Devam edecek. Duyuruları Instagram’dan yapıyorlar, canlı konser yayını da Instagram’da oluyor.
Hem evde kal hem de: Red Bull Sunar: Evde Çal
Ev konserleri bütün hızıyla devam ediyordu sayın seyirciler! ‘Red Bull Sunar: Evde Çal’ serisi bu zamana kadar Nilipek, Akın Sevgör, Kalben, Gökhan Türkmen, Ringo Jets, Gaye Su Akyol ile Ali Güçlü Şimşek, Eda Baba, Gülinler ve Ceylan Ertem’i konuk etti. Devam edecek. Duyuruları Instagram’dan yapıyorlar, canlı konser yayını da Instagram’da oluyor.
Evde film festivali
Önce müzede, şimdi kanepede: Pera Film Online Program
Pera Film, daha önce Pera Müzesi Oditoryumu’nda gösterime sunduğu ve hem içinde doğup büyüdüğümüz hem de seçtiğimiz ailelerimizi konu edinen ‘Seçilmiş Aileler: Tomer Heymann’ programını bu kez internette izleyiciyle buluşturuyor. 9 Mayıs’a kadar peramuzesi.org.tr’de. Retrospektif niteliğindeki programda dahası da var: Bir oyunculuk koçunu ve eğittiği ‘suçlu’ çocukları odağına alarak toplumsal cinsiyeti ve birbirini anlayabilmenin gücünü ortaya koymaya çalışan belgesel ‘Bu Beni Biraz Korkutuyor’… Değişen küresel göç modelleriyle genişleyen aile kavramını İsrail’de yasadışı olarak yaşayan Filipinli trans seks işçilerinin bakış açısıyla işleyen ‘Kâğıt Bebekler’… Kökler ve aşk hakkında samimi bir portre çizen ‘Sevgilimi Ben Vurdum’… Aile, kayıp ve evsizliğin zihin haritalarını birleştiren dokunaklı film ‘Taçsız Kraliçe’… Çekimleri sekiz yıl süren, şimdiye kadar hiç yayımlanmamış geniş bir arşiv seçkisi ve nefes kesen dans sekanslarını harmanlayan ‘Mr. Gaga’… İki farklı dünyada yolunu bulmaya çalışırken gerçek benliğini de korumaya çabalayan Saar Maoz’un yolculuğunu aktaran ‘Şimdi Kim Sevecek Beni?’…
Bize her gün festival: MUBI
“Aylardan en zalimidir nisan” demiş ya T. S. Eliot, bu yıl gerçekten öyle oldu. Çünkü geçen ay 39’uncu kez düzenlenecek İstanbul Film Festivali’nden de olduk. Bu yoksunluğa bir parça iyi gelebilecek bir platform var: MUBİ. Sadece festival filmlerinin bulunduğu platformda bu yıla özel, İstanbul Film Festivali’yle işbirliği de var. Festivalin ulusal ve uluslararası yarışmalarında Altın Lale, Jüri Özel Ödülü ve FIPRESCI Ödülü kazanmış 12 filmlik seçkisi izlenebilir. Ünlü isimlerin özel seçkileri de yer alacak platformda.
BluTV’den sinema hamlesi: Başka Sinema Salonda
BluTV, salonlarda gösterime girmemiş yeni Başka Sinema filmlerine ekranını açıyor, ‘Başka Çarşamba’ gösterimleri de 19.90 TL’ye izleniyor. Başlangıç tarihi itibariyle 14 gün gösterimdeler. İşte program… 23 Nisan: Annette Bening ve Bill Nighy’den ‘Hope Gap’ ile Birkan Sokullu ve Cemre Ebüzziya’lı ‘Kronoloji’. 30 Nisan: Güzel bir gelecek arzulayan ‘2040’ ve Çin filmi ‘The Wild Goose Lake’. 7 Mayıs: Eva Green ve Matt Dillon’lı ‘Proxima’ ve iki kız kardeş hikâyesi anlatan Brezilya filmi ‘Invisible Life of Euridice Gusmao’.
Yeşilçam bir yere kaybolmadı: YouTube’da film şirketleri geçidi
Sinema yazarı Murat Tolga Şen, sosyal medyada eski Türk filmlerini izleyebileceğimiz kanalların hepsini bir araya toplayan bir zincir yayımladı geçenlerde. En kallavi koleksiyonlar şu üç kanalda görünüyor: ‘Hababam Sınıfı’ serisi, Kartal Tibet’in ‘Tarkan’ serisi ve Kemal Sunal, Münir Özkul, Şener Şen, Tarık Akan filmleriyle Arzu Film. Hülya Koçyiğit, Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Zeki Alasya ve Metin Akpınar filmleriyle yönetmenlere, türlere göre ayrılmış seçeneklerle Erman Film. Restorasyonlu ve restorasyonsuz çok sayıda filmin yanı sıra eğlence programı ‘Bir Başka Gece’ ile ‘Yabancı Damat’, ‘Çiçek Taksi’, ‘Böyle mi Olacaktı’ dizilerini de içeren ve Türker İnanoğlu’nun iftiharla sunduğu Erler Film. Bunlar yeterli gelmezse Uzman Filmcilik, Gülşah Film, Murat Film, Sistem Film, Burç Film, Melek Film, Şeref Film, Gülgen Film, Topkapı Film, Fanatik Klasik Film, Atadeniz Film, Türk Filmleri ve ödüllü klasiklerin yanı sıra bilumum doğaüstü serilerini içeren Muhteşem Film kanalları ziyaretinizi bekliyor.
Yeniden eski diziler
Yabancı klasikler
BluTV elini çabuk tuttu, zamanında yayından kaldırdığı klasiklerin bir bölümünü tekrar yükledi platforma. HBO dizileri ‘Sopranos’, ‘Game of Thrones’, ‘Girls’, ‘Entourage’, ‘Sex and the City’ yayında; yakında aralarına ‘The Wire’, ‘Chernobyl’, ‘The Leftovers’, ‘True Detective’ gibi başka klasikler de eklenecek. Netflix’te ‘Mad Men’ ve ‘Breaking Bad’ var. Ayrıca bence klasikler arasında yer alan ‘Behzat Ç.’ de hem Netflix’te hem de BluTV’de izlenebiliyor. BluTV, Netflix
Kafa dağıtmak mı dediniz?
Eski Türkiye de değil, artık resmen eski dünyadan mükemmel bir seçimle geliyor Star nostalji dünyasına: ‘MedCezir’le. Tozludere ve Altınköy çatışması aynı hevesle bir kez daha izlenir (cuma). Ayrıca çok uzun sürmese de tadı damakta kalan, nadir başarılı komedilerden ‘İşler Güçler’i (perşembe) ve seven kitlesini oluşturmuş ‘Güzel Köylü’yü (pazar) de unutmayalım. Star
Önce onlar vardı
Tabii ki en geniş arşiv TRT’de. ‘Nostalji Kuşağı’nda hafta içi her sabah ‘Ferhunde Hanım ve Kızları’ var. Hafta sonu ‘Uğurlugiller’le başlıyor, ardından Osmanlı İmparatorluğu’nun öncesini anlatan ‘Kuruluş’ geliyor (cumartesi-pazar). Sonra Perran Kutman ve Şevket Altuğ’lu ‘Perihan Abla’ (cumartesi) ve Haluk Bilginer’li ‘Gülşen Abi’de ise yıldız yağmuru sağanak şeklinde (cumartesi). Sonra arka arkaya iki yedili; ‘Yedi Numara’ ve ‘Yeditepe İstanbul’ (ikisi de cumartesi). Saatler her gün, neredeyse her saat değişiyor, yayın akışına bakmanız lazım. TRT
ki kere ‘Kıvanç’lıyız
Tüm zamanların en sevilen dizisi ‘Aşk-ı Memnu’ geri döndü (hafta içi her sabah). ‘Behlül’ olarak kaçtıktan sonra ‘Kuzey’ olarak dönüşü muhteşem olan Kıvanç Tatlıtuğ’un Buğra Gülsoy’la başrolleri paylaştığı ama bütün kadronun emsalsiz olduğu ‘Kuzey Güney’, Twitter’ın dutluk olduğu zamanları da hatırlatacak yeniden izlerken (her çarşamba, 22.45). Dizi değil ama Kanal D’den bahis açılmışken ekleyelim; Beyaz’ın en beğenilen eski ‘Beyaz Show’ programları da cuma ve cumartesi geceleri yayında. Kanal D
YAZI: ELÇİN YAHŞİ
