Aşk ölmez! Karantina koşullarında da olsa, insanlık yine en büyük zaafının peşinden koşmaya devam ediyor. Pandemide aranan, başlayan, farklı yönlere yol alan ve biten aşkların gerçek hikâyelerini, gerçek kahramanları anlatıyor.
Yazı: Selin Özavcı Tokçabalaban
Her ilişkinin dinamiği, kuralı farklı. Bol sosyal kurallı pandemi döneminin iki kişilik kanunları ise her dönemden ayrı. Yine de bazı kategorilere gitmek mümkün: ‘Düzenli ilişki iyidir’ diyenler; virüs korkusu varken ‘aşka ne gerek, kendi kendime takılırım’cılar; yalnızlığa çare olarak eski defterleri karıştıranlar; ‘bir yerden tanıdık’ potansiyel sevgili adaylarını sürece dahil edenler; karmaşıklaşan ilişkilerde ‘bıçak kemiğe dayandı, yeterse yeter’ diyerek ayrılık yoluna girenler…
Karantina şartlarında yaşanan ilişkilerin bazıları mutlu sona kavuşurken, bir kısmı sürecin olumsuz yanlarına kapılarak tamir edilemez hale geliyor. Tüm bunları biz değil, pandemi sürecinin romantik ilişkilerine olan etkisini içtenlikle anlatan gerçek insanlar söylüyor. Gelin, bu hikâyeleri kahramanlarından dinleyelim.
HALİHAZIRDAKİ İLİŞKİLERE PANDEMİ AYARI VERENLER
İlişkilerin sınandığı bu dönemde pandemi şartlarını, kimi zaman zorluklarla baş etmek gerekse de, pozitif yöne sürenler muhtemelen en şanslı olanlar. Birlikte yaşamak için evlilik kararını hızlandırmaktan günlük rutin içinde yitip giden zamanın değerini anlayanlara, evlenmeden ‘evet’ diyenlerden farklı ülkelerde olsalar da aşklarını korumak için çaba harcayanlara en romantik hikâyelerin başrolünde onlar var.
Evlenmeden evlilik tecrübesi yaşamak
O.D., Erkek, 38, Veri Analizci
Pandemi sürecinden birkaç ay önce sevgili olduğum kız arkadaşım, kuzeni ve onun sevgilisi olarak, pratikte dört kişi ev arkadaşıydık. Pandemi sürecinde sevgilimin evine taşınmaya karar verdim ve birlikte çok daha fazla vakit geçirmeye başladığımız için yeni ortak hobiler edindik. Bu süreç birbirimizi daha yakından tanımamızı, beğendiğimiz ve beğenmediğimiz detayları görmemizi sağladı. Stres sebebiyle ufak tefek tartışmalarımız olduysa da süreci atlatabilmek için birbirimize daha anlayışlı davranmaya başladık. “Pandemi, genel olarak ilişkimizi olumlu etkiledi” diyebilirim. Bize resmen evlenmeden önce evlilik tecrübesini yaşattı.
“Büyük, eklektik bir düğün hayal ederken, 30 kişilik kuru bir nikâha şükrettik.”
Evlilik kararımızı hızlandırdık
B.K., Kadın, 36, Sanatçı
Pandemi, uzun süredir birlikte olduğum sevgilimle evlilik kararı almakta değil ama bu kararı uygulama hızında etkili oldu. “Karantinayı yalnız yaşamak istemiyorum, o da benimle kalacak” diyerek aileme durumu anlatınca, bir an evvel nikâh kıymamız konusunda baskılar başladı. Onların evlilik kararıma bu kadar hevesle karşılık vermelerinin bir nedeni, hastalanırsam yanımda birinin olmasını istemeleriydi. Bir de açıkçası olay Türkiye’de geçtiği ve burada nikâhın yoksa partnerlik geçerli sayılmadığı için ‘içimizden biri hastanelik olursa, diğeri yanına bile giremeyecek’ düşüncesi daha da hızlı hareket etmeye motive etti bizi. “Aile içinde tanışma, isteme, nişan” derken bir an evvel nikâh hazırlıklarına giriştik. Büyük, eklektik bir düğün hayal ederken, 30 kişilik kuru bir nikâha şükrettik. Ailelerimizin ve arkadaşlarımızın temsilcilik düzeyinde katıldığı tören yerine düğün beklentimiz olsaydı belki o stresi yönetemeyebilirdik.
Hastalanınca ilişkimizin de birbirimizin de değerini anladık
M.D., Kadın, 29, İletişim Direktörü
İki yıllık evliyim. Karantina sürecine girmeden önce işten- eve, evden-işe rutininde özellikle hafta içi, kendimize ayıracak çok fazla vaktimiz kalmıyordu. “Ev toparlama, temizlik, bulaşık, mutfak alışverişi” derken yorgunluk çöküyordu. Karantina sürecinde, eşimin çalıştığı programın çekimleri durdu; kendisi hep evdeydi. Ben de evden çalışmaya geçiş yaptım. Baktık ki bol vaktimiz var, ev toparlama saati, spor saati, hobi saatleri, film-dizi saati vb. şeyleri planladığımız bir çizelge yaptık. Böylece daha düzenli bir hayatımız oldu ve daha kaliteli vakit geçirmeye başladık. Evlendiğimizden bu yana, hatta ilişkimizin başından bu yana ilk kez bu kadar çok şeye birlikte vakit ayırabildik. Yolda harcadığımız zaman yerine mutfakta daha çok birlikte vakit geçirmeye başladık, mönümüze yeni tatlar kattık. Canım cicim dönemi tam anlamıyla son bulmasa da ilerleyen zamanlarda ev işleri üzerinden atışmalar yaşandı. Ufacık şeyler bile takacak başka şey olmadığından daha göze batar hale geldi. Bir-iki kez epey gerildik; evde genellikle aynı odada vakit geçirirken, farklı odalarda oturmaya başladık. Bir süre herkes sadece kendi kahvesini, çayını yapar hale geldi. Ama sonra gelin görün ki ben virüse yakalandım. Eşim günlerce kapının önüne yemeğimi, meyvemi, sıcak içeceklerimi koydu. Günlerce sadece kapı arkasından konuşabildik. Aynı odada olmanın, aynı masada yemek yemenin, birlikte yemek yapmanın ne kadar değerli olduğunu anladık. Bu süreç bize çok fazla şey öğretti.
Kendi rutinlerimizi her koşulda devam ettirdik
Z.T., Kadın, 55, Turizmci
Uzun zamandır birlikte olduğum sevgilim, pandemi nedeniyle görevinde bir süre aktif olmayacağı için yurtdışından İstanbul’a geldi. Ondan önce de yine yurtdışında yaşayan kızım yanıma gelmişti; benim için çok güzel haberlerdi bunlar… Ancak sonrasında sevgilim, kızının yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle bu sefer bir başka ülkeye gitmek zorunda kaldı. Bu süreçte sabah daha yataktan kalkmadan FaceTime, WhatsApp ile videolu görüşmeler yaptık, ilk birbirimize ‘günaydın’ dedik. Her sabah kendi mutfaklarımızda olsak da kahvelerimizi birlikte yapıp yine birlikte içtik, bu rutine çok özen gösterdik. Küçük piknik çantamla gittiğim parkta günü geçirirken de, kitap okurken de yanımdaydı. Çok dikkat ettiğimiz bir başka şey de normal hayatımızda alışkın olduğumuz üzere, birbirimizden ayrı uyumamak oldu. Sevgilim uykuya çok kolay geçer; bense uyku sorunluyum ve her gece önce onu uyutup sonra yataktan çıkarım. Elde cep telefonuyla her gece bu rutini sürdürdük. Birbirimizi psikolojik olarak birlikte gibi hissetmeye zorladık ve işe yaradı. Dört buçuk aylık ayrılığın ardından yanıma geldi ve evlilik teklifi aldım. Evliliğin, ayakları yere basan, kendi güçleri hayata yeten insanların mutlaka yapması gereken bir şey olmadığına inanıyorum. Bana göre önemli olan koşulsuz saygı, sevgi ve anlayış. Sevgilime göre de bu, ‘hayatımdaki kadın’ demek üzere seçtiği kişiyi onore etmek için yapılan bir teklifti. Nutkum tutuldu, değerlendirip düşüneceğimi ve olumsuz yaklaşmadığımı ama teklifi kendi içimde sindirmek istediğimi anlayışla karşıladı. Ağustos ayından bu yana da hâlâ bir cevap vermedim, biraz daha vaktim var diye ümit ediyorum. Bütün bu sürece şöyle bir bakınca birbirimize olan sevgimiz ve desteğimizin devam ettiğini, hatta belki de daha çok kaynaşmamıza neden olduğunu görüyorum.
ÖNCE AŞK DİYEN KORKUSUZ YÜREKLER
Salgın sürecinde, halihazırdaki ilişkiyi sorunsuz yürütmeyi başarmak mı yoksa virüs korkusunu bile geri plana atarak, mesafeli yeni aşklara yelken açmak mı daha romantik? Şartlar gereği yeni flört pratikleri bulup uygulamak da online flört uygulamalarında keşfe çıkmak da yalnızlığa karşı birer yöntem. Yeni normalde aşka susayan bünyelerini virüs korkusuna kalkan yapanları da dinledik.
Yeni insanlar tanıma isteği virüs korkusunu bastırdı
H.Y., Kadın, 26, Dijital Pazarlama Uzmanı
Çok seyahat eden, farklı ülkelerde yaşayan, işleri yolunda, akademik hayatı başarılı bir kadınım. Bu standartlar içinde benden hep oturmuş bir ilişkimin de olması beklendi ama ben yalnız olmayı seçtim. Ne geçici ne de kalıcı ilişkiler kurmadım. Ne var ki pandemi döneminde bazı şeylerin benim için de ihtiyaç haline dönüştüğünü fak ettim. Eskiden ‘Hayatımda bir başka insana ihtiyacım yok, kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim’ diye düşünürken, bu dönemde flört etme isteğimin ağır bastığını gördüm. Salgının iki dalgası arasında kalıcı olarak yurtdışına taşındım. Artık Türkiye’deyken sahip olduğum kaygı ve çekinceleri bir kenara bıraktım. Tinder indirip, insanlarla tanışmaya başladım. Bu süreçte kurduğum ilişkilerin salgın koşullarından etkilenmediğini fark ettim, görüşünce yapılan aktiviteler tabii değişiyordu ama kimse virüsten korkar şekilde davranmıyor. İki tarafın da önceliği karşısındakini tanımak oluyor. Garip bir şekilde, başka kontekstlerde görüştüğüm insanlar söz konusu olunca sağlık kaynaklı kaygılar yaşasam da, flört ettiğim insanlarda bunun yerine onları tanıma isteğim baskın geliyor. Sanıyorum, insanların birbirini anlama ihtiyacı arttı.
Salgın döneminde karşılıklı olarak kimsenin detaylara çok takılmadığını fark ettim. Sanırım öncelikler esnetildi, insanlarda kayıtsızlık gelişti. Birbirine temas etmek ve iletişim ihtiyacı arşa çıkmış vaziyette. Salgın süresi uzayıp da bilinmeze sürüklendikçe benim de tahammül sınırlarım zorlandı. Hayattan kendi kendime zevk alma yetilerim aynı odanın içine tıkılıp kalınca zayıfladı. Eskiden çok seyahat ediyordum. Farklı ihtiyaçları tatmin edecek uygun şartlarım varken, şimdi flört etmek, öne çıkan bir ihtiyaç halini aldı. Yeni insanlarla tanışacak ortam ve mekân da kalmayınca, belki de 30 yaşıma yaklaşmanın verdiği panik de devreye girince, kendimi çıkmazda hissettim.
“Birbirine temas etmek ve iletişim ihtiyacı arşa çıkmış vaziyette.”
Birbirini tanımaya yönelik değil, virüs riskini anlamaya yönelik sorular arttı
A.A., Erkek, 24, Avukat
Böyle bir ortamda Tinder eskiye oranla çok daha aktif kullanılır bir hal aldı; geri dönüşler hızlandı ve arttı. Instagram da aynı görevi üstlenir oldu, paylaşımlar çoğaldığı gibi yanıtlar ve yorumlar da yine hız kazandı. Tinder’da tanışıp buluşunca; nelerle ilgilenip neleri sevdiğin gibi birbirini tanımaya yönelik soruların yerini, ailede kaç kişinin dışarıya çıkıp kalabalıkla temas ettiği gibi, virüs riskine odaklananlar aldı. Ancak güven kazandıkça yakınlaşma ihtimali artıyor. Yine de bu dönemde ‘insanların flörtleşme ve aşk isteğinin, virüs korkusunu bastırdığını’ söyleyebilirim. Tinder ya da FaceTime’dan görüşüp fiziksel olarak bir araya gelindiğinde de şehir ormanları ve parklar gibi açık hava mekânlar tercih ediliyor. Ben sevgilimle ailelerimiz aracılığıyla tanıştım. Tanışma vesilemiz benim ona online ders vermem oldu. Yemeğimizi, içeceklerimizi alıp, arabayı manzaraya karşı park edip sosyalleşiyoruz. Bazen bunu, bir arkadaş grubuyla, birkaç araba giderek yapıyoruz. Böylece flörtler ve arkadaşlar da birbiriyle tanışıyor. Bu tür aktiviteleri eskiden yapmadığımız için en azından şimdilik hepimize keyifli ve farklı geliyor.
“…yanımda oturan bir kızla hiç konuşmadan birbirimizi Instagram’dan ekledik.”
Toplu taşımadan bile sosyal bir ortam ortaya çıkabilir
A.K., Erkek, 34, Metin Yazarı
Pandeminin başında eski sevgilimle tekrar yazışmaya başlamıştık ama o sıra evlere kapandığımız için hiç yüz yüze görüşmedik. Haziran sonrasında kısıtlamalar gevşeyince buluşmaya başladık ama daha ikinci buluşmada kavga edip ayrılma kararı aldık. Ben o sıra yine sosyal medya üzerinden bazı insanlarla yazışıyordum ama pratiğe dönen bir şey olmamıştı. Bu esnada şöyle ilginç bir şey oldu; pandemi sonrası ilk kez otobüse binmiştim. Yanıma oturan bir kızla bir şekilde yakınlaştık ve hiç konuşmadan birbirimizi Instagram’dan ekledik. Ben Instagram’ımı açıp hesabımı gösterdim ve o da ekledi. İşlem bu şekilde gerçekleşti yani! Sonrasında sosyal medya üzerinden başka bir insanla tanıştım ve vapurla gidebildiğim bir yerde yaşadığı için de gönül rahatlığıyla onunla buluşmaya başladım. İkinci dalgayla birlikte sosyal medya üzerinden tanıştığım insanla ayrıldık ve yine eski sevgilimle görüşmeye başladım. Kısıtlamalar yeniden yoğunlaştığı için şu sıra haftada bir görüşüyoruz. Genelde hafta sonlarını bende geçiriyor. Evden çıkamadığımız için bu süreç de bazen zor oluyor ve bu sebeple sık sık geriliyoruz. O yüzden iki haftada bir, hafta sonları bende kaldığı bir düzende ilişkimizi sürdürüyoruz.
“Pandeminin en yoğun dönemlerinde yalnız başıma çıktığım yürüyüşlere ‘görüntülü konuşmalar’ eşlik etti”
İlişkiler dört duvar arasında yaşanan Truman Show’a döndü
D.G., Kadın, 41, Sosyal Girişimci
Şubat 2020’de son ilişkim bitti, böylece 41 yaşında tek başıma yaşamaya başladım. Tam ‘yeni bir hayat, yaşasın ev buluşmaları’ derken bir gün bir baktım, hepimiz evlere kapanmışız. En yakınlar en uzak olunca çareyi en uzakta buldum.
Daha önce terapistimin önerdiği bir dating sitesine girdim. Güneş gözlüğü arkasında saklandığını zanneden kadın fotoğrafı, iki afili cümleyle profilimi tamamladım. Çok geçmeden, mart ortasında Abraham ile tanıştım. İlk önce site üzerinden konuştuk, sonra telefonda görüntülü konuşmaya geçtik; bir anda hayatıma giriverdi. Tabii hiçbir şey gerçek bir görüşmenin yerini tutamazdı ama sahilde yürüyemediğimiz, bir kafede oturamadığımız günlerden geçiyorduk. Baktık ki bu şekilde görüşemeyeceğiz, çareyi evde buluşmakta bulduk. Kadın olmanın korkulu sanrısıyla, “Sen bana gel” dedim. Geldi, birbirimizden hoşlandık ve o gün itibariyle flört etmeye başladık. Birbirimizi hep ev haliyle gördük. Normalde buluşma öncesi yapılan hazırlıklar şekil değiştirmiş, giyinmek değil yedirmek öncelik olmuştu. Oysaki ne keyiflidir evden çıkmadan yayıla yayıla parfümünü sürmek, yeni mekânlar keşfetmek. Şimdi dışarıdan yemek istesek, bir de iyi bir film yakalarsak ne âlâ! Bizim durumumuzda pandemi, iki kişinin baş başa kalıp birbirini tanıması için daha fazla fırsat tanıdı. Eskiden “buluşmaya gitmek için yollarda vakit harca, dikkatini dağıtan dış etkenlere dikkat ver” derken aslında birlikte geçirilen zaman çok da kaliteli olmuyormuş. Tabii yeni bir ilişki başlayınca, arkadaşlarıyla da tanıştırmak istiyor insan ama pandemi döneminde bu da bir başka sorun. Erkek arkadaşım 17 senedir hep tek yaşamış, özgürlüğüne düşkün bir adamdı. Karantina günlerinde ilişkimiz hep hafta içi günlerde görüşmek üzerine kuruluydu. Şimdi düşünüyorum da izni hafta sonu olan biri için bu sıkışmışlık çok yorucuydu. Haziran ayında çıktığımız tatilde, aylarca dört duvar arasında geçen ilişkimiz dışa açılarak sosyal bir deney halini aldı. Düşünsenize aynı gün dışarıda ilk yemek yendi, eş dostla tanışıldı; tam bir kaos. Bu deneyde anladım ki dış dünyaya kapalı bir ilişki, esasında birçok şeyi görmezden gelip üstünü kapatabileceğin ilişki oluyor. Mesela evdeyken dış görünüşün söz konusu olmazken, dışarıdayken olabiliyor. Evde sesli bir kahkaha sorun değilken, dışarıda sorun olabiliyor. Sonrasında birkaç kez daha dışarıda sosyalleşmeyi denedik ancak olmadı. Hayatımıza yine giren karantinayla, sosyal kısıtlamalarla ilişkimize aksak şekilde devam ediyoruz. Diyeceğim o ki; pandemi yeni ilişkileri dört duvar arasına aldı, ilişkiler de Truman Show tadında gelişti. Ne zaman ki bu iş biter ve set sona erer, birçok ilişki de tükenir diye düşünüyorum.
Eski defterler kurcalandı
E.E., Erkek, 24, Satış Sorumlusu
Kız arkadaşımla bundan bir yıl önce bir etkinlikte tanıştığımızda, birbirimizle çok ilgilenmemiştik. Yeni insanlarla denk gelmenin çok zor olduğu pandemi dönemindeyse yeniden görüşmeye başladık. Caddebostan sahili gibi açık hava alanlarda görüşüp terası olan arkadaşımızın evinde arkadaş gruplarımızla tanıştık.
POTANSİYEL SEVGİLİLERE YENİDEN BAKANLAR
Salgından önce sevgili potansiyeli olduğu fark edilmeyen insanları yeniden değerlendirmek de yalnızlığı tercih ederken bu durumu değiştirmeye karar vermek de anlaşılır birer bakış açısı. Kimileri aslında önceden tanıdığı insanları yeniden fark etti, kimileri de yeni tanıştığı insanlara şans vermeyi ilke edindi.
Dar alanda kısa paslaşmalar
Z.Ç., Kadın, 31, Yönetici
Erkek arkadaşımla tam yasaklar yeni esnetilmeye başladığı sırada meyhanede tanıştık ama sonrasında iletişime geçmemiz, ilişkinin adının konması yasakların tekrar getirildiği zamana denk geldi. Bu süreci arabada yaşayarak atlatmaya çalışıyor gibiyiz, araba bizim için yeni bir yaşam alanı oldu. İş çıkışlarımızda ya da gündüz müsait olduğumuz zamanlarımızda kahvemizi alıp arabada oturabiliyoruz ve beraber yapabildiğimiz tek şey bu şimdilik. Hafta sonlarımızı ise görüntülü konuşarak bitiriyoruz. Pandemi döneminde başlayan ilişkinin bana göre hem çok zorlayıcı hem daha rahatlatıcı bir hali var. Kolay kısmı şu; sıkça bir araya gelinemediği için telefonda konuşarak birbirinizi tanımaya çok daha hızlı başlıyorsunuz ve yüz yüze geldiğinizde pek sürpriz yaşamıyorsunuz çünkü neredeyse konuşulmadık hiçbir şey kalmamış oluyor. Kötü tarafı ise araba sosyalliği ciddi bir sırt ağrısı yaşatıyor! Tam olarak ‘dar alanda kısa paslaşmalar’ olarak özetleyebilirim.
Video sohbetlerle başladı, aynı şehirde sonlandı
M.F., Erkek, 40, Fotoğrafçı
Evlere kapandığımız dönemde İstanbul’dan taşınma kararı almıştım. Yalnız olduğum bu dönemde taşınma kararını henüz uygulamadan önce yakın bir arkadaşım, eski sevgilisinin ev arkadaşıyla iyi anlaşabileceğimizi söyledi ve bizi sosyal medya üzerinden buluşturdu. Aslında öncesinde arkadaş ortamında bir araya gelmişiz ama demek ki birbirimizin ilgisini çok da çekmemişiz. İkimiz de birbirimizin profiline bakıp ‘bu iş olur’ diyerek yazışmaya başladık. İşler ilerleyince de görüntülü konuşmaya geçtik. Pandeminin en yoğun dönemlerinde yalnız başıma çıktığım yürüyüşlere ‘görüntülü konuşmalar eşlik etti’ diyebilirim. İşin güzel yanı, kendisi taşınmayı planladığım şehirde yaşıyordu. İleride sorun olabilecek görüşme durumu böylece kendiliğinden çözülmüş oldu.
FARKLI BEKLENTİLERİ ORTAK NOKTADA BULUŞTURAMAYANLAR
Karantina sürecinde ilişkileri dengelemek bazıları için sadece olumlu yönde ilerlemedi. Böyle beklenmedik ve gergin bir döneme verilen tepkiler ve beklentiler de farklılaşınca ayrılığın kaçınılmaz olduğu ilişkilerden de söz etmek mümkün.
Pandemiye tepkilerimiz aynı olmadı
O.E., Kadın, 33, Öğretmen
Eski sevgilimle iki senedir süren fakat sıkıntılı bir ilişkimiz vardı, fazlaca kavga ediyorduk ve karantina döneminde, tiyatro derslerimin çevrimiçine dönmesi ve evde spor yapmaya başlamam üzerine (işsizdi, biraz da eylemsiz davrandığı için) kendisini aşırı derecede yalnız bırakılmış hissetti. Ben ise karantinaya rağmen bir koşuşturma içerisindeydim. Aynı evde yaşıyorduk ve onun yapacak hiçbir şeyi yoktu. Bir şey yaratmadı da. Sadece kendine acıyordu, benim onu anlamadığımı ve her çıkardığı hırgürde anlayış göstermem gerektiğini söylüyordu. Durum gitgide ciddileşti, daha önce kendini küçük küçük gösteren şiddetli tavırlar büyük kavgalara ve geri dönüşü olmayan sözcüklere dönüştü. Sonrasında ilişki sürmedi, zaten benim için bir gelecek ihtimali kalmadı. Gelelim yeni ilişkime… Gerçekte sadece bir kez gördüğüm ama hiç konuşmadığım sevgilimle, Zoom’daki tiyatro derslerinde sohbetimizi ilerlettik. Sokağa çıkma yasakları biter bitmez buluştuk ve hemen sevgili olduk. Uzaktan yürüttüğümüz sohbette ve görüşmeden önce sabaha kadar yaptığımız görüntülü görüşmelerde birbirimizi çok eskiden tanıyor gibiydik.
‘HERKES OTURSUN OTURDUĞU YERDE, RİSK ALMAYA DEĞMEZ’CİLER
Pandemi sürecinde kendini yeni insanlarla tanışmaya adayanların, var olan ilişkilerinde yaşadıkları sallantıları çözmeye çaba harcayanların yanında bir de ‘Her şeyin başı sağlık, otururum oturduğum yerde, yeni insanlarla tanışacak zaman bu mu?’ diyerek yalnızlığı tercih edenler var.
“Zoom’daki tiyatro derslerinde sohbetimizi ilerlettik. Sokağa çıkma yasakları biter bitmez buluştuk ve hemen sevgili olduk.”
Bir aşk uğruna virüs kapmak mı?
M.K., Kadın, 30, Sivil Toplum Örgütü Çalışanı
Eskiden yapmayı tercih etmediğim şeyleri, salgın sürecinde de yapmamaya devam ettim; mesela çevirimiçi flört uygulamaları kullanmadım. Kendi adıma bir arayış içine girmedim ama insanların bu süreçte sosyal ortamda yapamadıklarını çevrimiçi olarak yapmaya eğilimlerinin arttığını görüyorum. İş sebebiyle uzun yıllar üye olduğum sosyal medya gruplarında bile artık tartışma ya da iş pratiklerini paylaşma amaçlı değil, yeni insanlarla tanışma niyeti taşıyan mesajlar atılıyor. Pandemi öncesinde yalnız olduğum dönemlerdeki ‘Of onun da sevgilisi var, bu da sevgilisiyle tatile gidiyor’ gibi düşüncelerim de kimse bir şey yapamadığı için ortadan kalktı, aksine yalnızlığın değerli olduğunu anladım. Salgın sürecinde sağlık konusunda oldukça titizlendim; normalde hoşlanıp da belki bir ilişkiye dönüşür diye düşündüğüm durumlara bile ‘risk almaya değmez’ gözüyle bakıyorum. Sosyal medyada tanışıp buluşan insanlar tanıyorum, bir arkadaşım sırf bu yüzden koronavirüs kaptı. Yaz aylarında her şey biraz daha normale dönerse belki sosyalleşmeye hazır olurum ama sırf romantik bir ihtimal uğruna sağlığımı tehlikeye atmak için kılımı kıpırdatmam.