Ana SayfaDERGİDE BU AYİstanbul'da yaz sergileri mesaisi başladı: Serin, sessiz ve kesinlikle sakinleştirici!

İstanbul’da yaz sergileri mesaisi başladı: Serin, sessiz ve kesinlikle sakinleştirici!

Bu dönemde şehirde yapılabilecek en serin ve sakinleştirici etkinliklerden biri sergi gezmek. Onlarca şahane sergi, galeri ve müzelerin sakin ortamında görülmeyi bekliyor.

Selin Özavcı Tokçabalaban

Seni Sevmeyen Ölsün

Anna Laudel

(Görsel: Altindiş Ziya, Yapay zeka üretimi)

Bu coğrafyada bazıları için gizliden gizliye bazısı içinse apaçık, değişmeyen şeylerden biri arabesk müzik sevgisi değilse nedir? Acının, aşkın, isyanın sesi; toplumsal değişime bir tepki olarak kültüre yansıyan arabesk sadece bir müzik janrı değil maruz kaldığı sansür ve yasaklarla bir yaşam tarzının da yansıması… İsyan etmenin en kişisel boyutu niteliğindeki arabesk kültürünü derinlemesine araştıran; küratörlüğünü sanat gazetecisi M. Gülben Çapan’ın üstlendiği karma sergi ‘Seni Sevmeyen Ölsün’ de işte bu fikirden yola çıkarak Anna Laudel İstanbul’da huzurlarda. Son dönemde popüler türlerle yapılan ortaklıklarla dinlemesi kolaylaşırken daha geniş bir kitleye de hitap etmeye başlayan arabeske odaklanan sergi, 10 Eylül’e kadar görülebilir. Adını Tüdanya’nın 1986 yılında büyük çıkış yapan aynı isimli şarkısından alan ‘Seni Sevmeyen Ölsün’ Anıl Can, Ardan Özmenoğlu, Canan, Cansu Yıldıran, Haluk Çobanoğlu, Rasim Aksan, Tuğberk Selçuk ve Yasemin Özcan dahil olmak üzere farklı mater- yal ve tekniklerde üretim yapan sekiz sanatçının disiplinlerarası eserlerinden oluşan bir seçkiye yer veriyor.

Çatısız

Zilberman

(Tüller, Neriman Polat)

Şehrin en merkezi galerilerinden biri, Zilberman’ın Mısır Apartmanı’ndaki ana mekânı. Neriman Polat’ın 15 Temmuz tarihine kadar görülebilecek olan ‘Çatısız’ başlıklı sergi, odaklandığı kavramsal çerçevenin karanlık yapısına rağmen aslında bütünsel olarak her şeye rağmen birlikte olmanın getirdiği sağaltıcı gücün öneminin altını çiziyor. İklim krizi, ekonomik güçlükler, barınma sorunu, yalnızlaşma, aidiyet, güvence, kadın hakları gibi konu ve kavramlar üzerinden bir anlatı oluşturan sergi, maddi ve manevi olarak yoksunluk içinde olan halkın sistemin dışına atıldığı ve güvencesiz hissettiği bir atmosferi galeri mekânına taşıyor.

Pasaj

Arter

(Beyazda Kırmızılar ya da Kırmızıda Beyazlar, Nuri Kuzucan)

Arter’in birinci kat galerisinde görülebilen Nuri Kuzucan’ın ‘Pasaj’ başlıklı kişisel sergisi; sanatçının mekâna özgü bir mimari düzenlemeyle sunulan bu sergi için ürettiği yeni eserlerini ve daha erken tarihli üretimlerinden bir seçkiyi, geçişlilik ve akıcılık kavramları çerçeve- sinde bir araya getiriyor. Kaos-düzen, ışık-gölge, boşluk-doluluk, iç-dış, yüzey-derinlik gibi ikilikler etrafında kurgulanan yapıtlardan oluşan sergi hem zihinsel hem de algısal bir akışkanlığı merkezine alıyor. Ziyaretçileri kendi birikimlerini ve hayal güçlerini devreye sokarak resimlere ve mekâna farklı konumlardan bakmaya davet eden Pasaj, tüm mekânı resimsel bir kompozisyon olarak kurgulayarak izleyicilerin içinde dolaşabilecekleri bir ‘resim-mekân’ ya da ‘mekân-resim’ deneyiminin önünü açıyor. Serginin küratörlüğünü Nilüfer Şaşmazer üstlenmiş.

Sumer Love VI

Ekavart

(Öküz, Ayşe Kırca)

Farklı disiplinlerden figüratif ve soyut eserlerin yan yana geldiği ‘Summer Love VI’ adlı karma sergi, 5 Ağustos’a kadar Ekavart Gallery küratörlüğünde görülebiliyor. Bu yaz sergisinde, farklı disiplinlerden figüratif ve soyut eserler yan yana geliyor. Sergide yer alan eserlerin renk, neşe ve pozitif aurasının yanı sıra izleyiciyi ters köşe edecek bir düşünsel derinlikle ilettiği mesajlar keşfedilmeyi bekliyor. Yaz motivasyonu arayan izleyici için ener- jik ve hareketli bir çerçeve sunan sergide Ali Emre Doğramacı, Ayşe Kırca, Haydar Akdağ, İsmail Sertaç Yılmaz, Jinoos Misa- ghi, Murat Berköz, Pelin Şişman, Reyhan Mente, Saliha Yılmaz, Serdar Seven, Sibel Niksarlı, Vuslat Çamkerten ve Zeynep Sağır’ın işleri yer alıyor.

John Craxton: Işığın Peşinde

Meşher

(Manzara, John Craxton)

İstiklal Caddesi’nde geçirilecek bir sergi turunda asla atlamadığımız Meşher, 23 Temmuz’a kadar, yaz mevsimini şehre taşıyan bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Britanyalı ressam ve tasarımcı John Craxton’ın, arkadaşı ve biyografisinin de yazarı Ian Collins’in küratörlüğünde gerçekleştirilen, ‘Işığın Peşinde’ sergisi neredeyse yarım gününüzü alıyor. Zira sergide anıtsal bir duvar halısı, tablolar, çizimler, baskılar, kitap tasarımları ve kişisel eşyaları da dahil olmak üzere Craxton’ın geniş yelpazedeki iki yüze varan eseri yer alıyor. Fotoğrafçı Robert McCabe ile ressam Nicholas Moore’un fotoğrafları sergiyi zenginleştiriyor. Yaşamı boyunca İstanbul’u sıkça ziyaret eden Craxton’ın bu ilham verici sergisi, sanatını en sevdiği topraklarda keşfe açıyor. Ressam ve gezgin Craxton’ın Yunanistan ve Türkiye gezilerinden kaynaklanan Ege kültürü ve manzarasına duyduğu sevginin yanı sıra yaşamdan aldığı keyfin izlerini sürmek için, bir yaz günü esintisinin peşine takılarak ‘Işığın Peşinde’ ile yakalayarak deneyimlemek mümkün.

Printed 23’

Mixer

(Hoş Sohbet, Meriç Yirmili)

Mixer, 2012 yılından bu yana çağdaş sanat alanında yeniliklere açık, çok sesli, risk almayı ve denemeyi seven, kapsayıcı yapısıyla farklı disiplinlerle birlikte çalışmalarını sürdürüyor. Bu sergiyle, baskı sanatına odaklanan Mixer, baskının yaratıcı olanaklarını farklı açılarıyla ele alıyor. Printed, Türkiye’de baskı sanatına dair üretilmiş çalışmaları gün yüzüne çıkarırken farklı baskı tekniklerini de kadrajına alıyor. Mixer, bu alanda geçmişten günümüze kullanılan teknikleri araştırıp belli konularda derleyerek izleyiciyle pay- laşıyor. Bu yıl sekizinci kez izleyici ile buluşacak olan Printed’23 sergisi, çok sayıda sanatçının başta dijital baskı, serigrafi, risografi, litografi olmak üzere alternatif baskı teknikleri kullandıkları edisyonlu çalışmalarını bir araya getiriyor. Printed’23 sergisi baskı sanatının teknik detaylarından sıyrılarak bu ala- nın sunduğu renkli ve dinamik yolculu- ğa izleyiciyi de ortak etmeyi hedefliyor. Sergide Aslı Alpar, Kaan Bağcı, Burak Beceren, Kaan Bilaloğlu, Vuslat Çamkerten, Kadir Çıtak, Derin Çiler, Selçuk Demirel, Leyla Emadi, Ayşe Erkmen, Hale Tenger, Şeyma Türk, Ulaş Uygun, Berke Yazıcıoğlu, Nalan Yırtmaç, Meriç Yirmili gibi birçok ismin baskıları görülebiliyor.

Uzun Yürüyüş 68’

Yedikule Gazhanesi Hangar

(Uzun Yürüyüş 68′, Yedikule Gazhanesi)

Şehrin kültür sanat rotasına son dönemde eklenen adreslerden biri Yedikule Gazhanesi’ni henüz görmediyseniz, bahaneniz hazır. İBB Miras tarafından kent yaşamına kazandırılan, bir zamanlar Suriçi’nin aydınlatma kaynağı olan 150 yıllık Yedikule Gazhanesi Hangar kapılarını, ‘Uzun Yürüyüş 68’ başlıklı sergiyle açtı. Sergi, dünyadaki kültürel ve ekonomik dönüşümler bağlamında Türkiye politik tarihinin büyük kırılma noktasına odaklanıyor. İBB Kültür ve İBB Miras iş birliğiyle gerçekleşen, küratörlüğünü Feyyaz Yaman’ın üstlendiği sergi 31 Temmuz’a kadar görülebiliyor. Sergi 1960’larda tam istihdamın sağlanması, alım gücünün artması, emeklilik haklarının kazanılması, kırdan kente yoğun göçün ikinci kuşağının modern kent hayatının nimetleri içinde refahı tatmış olmasıyla şekillenen; dönemin kültürel dokusunu belirleyen ekonomik yapıya odaklanıyor. Küreselleşen piyasanın gücü kültürel sembollerin üretimini hızlandırır; toplumsal ilişkiler muazzam bir hızla değişmeye ve yenilenmeye başlar. 1960’lar dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gençliğin bireysel özgürlük talebinin kolektif ve yakıcı bir tutkuyla sokakları ve meydan- ları ele geçirmesiyle hatırlanır… Sergide Alaettin Aksoy, Asım İşler, Burhan Uygur, Cihat Aral, Zehra Aral, Sadık Karamustafa, Gülsün Karamustafa, Mustafa Ata, Nevhiz Tanyeli, Ömer Uluç, Özer Kabaş, Teoman Südor, Gülseren Südor, Komet, Koray Ariş, Ali Teoman Germener, Nur Koçak, Seyhun Topuz, Saim Bugay, Yüksel Arslan, Neşe Erdok, Balkan Naci İslimyeli, Kemal İskeder, Orhan Peker’in işleri yer alıyor.

İSTANBUL DIŞINDA NELER OLUYOR?

Fata Morgana

Yason Burnu, Ordu

(Taşların Gerçek Ağırlığı, Alper Aydın)

Ordu-Yason Burnu’nda 100 hektarlık bir alana yayılacak ‘Fata Morgana’, coğrafyanın doğasından ilhamla bir serüvene katılma, düşme hissi yaratıyor bizde. Alper Aydın’ın bu kişisel sergisi, adını bir hava olayından alıyor. Bir çeşit serap etkisi gösteren olay gerçekleştiğinde, cisimler denizin üstünde uçuyor gibi görünüyor. Sanatçı, serginin mekânlarından biri olan Yason Burnu’nda da gerçekleşen bu hava olayından referansla; geçmiş, şimdi ve gelecek algısına, insanın doğa karşısındaki yerine ve anlamına odaklanarak sanat üzerinden zaman ve mekâna dair hikâyelerle olması muhtemel sıradışı senaryolara dair post-apokaliptik imgeler yaratıyor. Heykel, enstalasyon, çizim, resim ve doğal malzemelerle yapılmış geri dönüştürülebilir düzenlemelerin de içinde olduğu çoklu pratiklerle tasarladığı sergisinde ekolojik süreçte canlıların, özellikle insanların, mekânsal var oluşlarını sosyolojik, tarihsel, arkeolojik bir altyapıyla irdeliyor ve kültürel bellek üzerinden geleceği geçmişle okunabilir kılmayı amaçlıyor. Eserler, Yason ve Sülü Burnu ile Sarısu’daki deniz ve açık arazilerle tarihi Yason Kilisesi ve Taşbaşı Sanat Alanı gibi mekanlarda izleyici ile buluşacak. İzleyicinin eserleri doğadaki değişimlerle gözlemlemesine olanak tanıyan sergi; doğanın, denizin, volkanik kayalıkların ve bölge tarihinin sanatla olan diyaloğunu da bir keşif deneyimi olarak kurguluyor. Proje direktörlüğünü Ceren Erdem’in yaptığı sergi 20 Ağustos’a kadar görülebilecek.

Cloud Nine

Mett Hotel & Beach Resort Bodrum 

(White Bird, Yulia Marat)

İlhamını Türkçe karşılığı ‘Mutluluktan havalara uçmak’tan alan ‘Cloud Nine’ sergisi, 15 Eylül’e kadar METT Bodrum ve Muse Contemporary’de. Alea Pınar Du Pre, Artem Martis, Canan Savaş, Ebru Yılmaz Kale, Halise Karakaya, Jake Michael Singer, Jeff Robb, Laurence Jenk, Yulia Batyrova & Marat Mukhametov, gibi sanatçıların yer aldığı serginin küratörü Ayşe Pınar Akalın. Sergi, sanatseverleri zihnin ve ruhun hafiflediği ve özgürleştiği saf bir mutlu- luk halinde ‘bulutların üzerinde olma’ hissini keşfetmeye davet ediyor.

Arstistik Integrity

Caresse Art 

(Deniz Doğruyol)

Bodrum ve Bitez koyu arasında konumlanan Marriott International bünyesinde yer alan Caresse, sanat turizmine göz kırpan bir girişimle ilgimizi çekiyor. Caresse Art projesinin sanat yönetimini üstlenen Elçin Sümer, ilk çalışma olarak nitelendirilen ‘Artistik Integrity’ isimli sergiyi izleyiciyle buluşturuyor. Proje kapsamında 100 sanatçının, toplamda 400’ün üzerin- de eseri sergileniyor.

Time Is A Child

Leros Denizcilik Kulübü

(Deauville, Yusuf Sevinçli)

Galerist ve Perasma’nın ev sahipliğinde Leros Adası’nda gerçekleştirilen ‘Time is a Child’ isimli karma sergi, 23 Temmuz’a kadar görülebiliyor. Adını, Antik Yunan filozof Herakleitos’a ait olduğu düşünülen ‘Zaman, sahilde beş taş oynayan bir çocuktur’ sözünden
alan sergi, zaman ve ona bağlı sonsuz ihtimaller etrafında bir araya gelen sanatçıların
eserlerinden oluşuyor. John Keats’in, imgelerin zamansızlığı ve buna olan hayranlığına dair ünlü şiiri ‘Bir Yunan Vazosuna Övgü’de olduğu gibi, sergi kendini öngörülemez bir yolculukta ve bu daimi akışın içerisinde bir an olarak konumlandırır. Bir daha geri gelmeyecek zamanda bir duraksamanın kaydını almaya çabalar.
Şiirin ektileyici mısraları, vazoda resmedilen sahneler üzerinden, yaşanmadıkça sonsuz
potansiyellerini korumaya devam eden deneyimler üzerine düşünür. Bu bitmek bilmez
yolculuğun geçici yolcusu olan insan, vazonun üzerinde donup kalmış bir figürden öte
değildir. Vazo, canlı ve cansız olan her varlığın direncine bir övgü niteliğindedir.
On iki adalardan en yakını, Türkiye anakarasından sadece bir taş atımlık mesafede yer alan
Leros, yakın olduğu kadar umarsız ve bir adadan bekleneceği gibi kendi hızında. Leros, II.
Dünya Savaşı sırasında yıllarca İtalyan işgali altında kalmış ve bu süreçte önemli bir rol
oynamıştır. Faşist rejim etkisinde planlanan mimari yapılar, adanın zengin geçmişi ve
hatırasını sarmalayan sütunlar, kemerler, duvarlar, kumlar, taşlar ve sular iç içe, birbirine sıkı sıkıya örülüdür. Sergiye ev sahipliği yapan Lakki’deki Kouluki koyunda yer alan ve 1930’larda İtalyan donanması için mayın deposu olarak inşa edilmiş olan yapı, günümüzde Leros Denizcilik Kulübü olarak hizmet veriyor. Sergi mekânında bir araya gelen Alice Guittard, Ayça Telgeren, Burcu Yağcıoğlu, Elif Uras, Evgenia Vereli, Kostis Velonis, Lara Ögel, Malvina Panagiotidi, Maria Joannou, Martin Creed, Merve İşeri, Nazım Ünal Yılmaz, Nil Yalter, Nuri Kuzucan, Rashid al Khalifa, Savvas Laz, Serkan Özkaya, Silva Bingaz, Stefania Strouza, William Kentridge, Yeşim Akdeniz ve Yusuf Sevinçli’nin eserleri, koyu çevreleyen çam ve okaliptüs ağaçlarının gölgelerine doğru taşıyor.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Populer Yazılar