Ana SayfaRÖPORTAJLARPelin Karahan - Her daim güler yüzlü ve neşeli

Pelin Karahan – Her daim güler yüzlü ve neşeli

Pelin Karahan’ı yeniden keşfetmeye hazır mısınız? Onunla konuştukça başka başka yeteneklerini öğreniyoruz… Resme olan merakı, lezzet keşifleri, hayalleri… Mutlu evliliği, anneliği, sunduğu yemek programı ve ekranlara dönmeye hazırlandığı yeni dizisiyle Pelin Karahan’ın huzur evrenini keşfe çıkıyoruz!

Röportaj ve Styling: BURÇAK ŞENER
Fotoğraf: ZEYNEL ABİDİN AĞGÜL
Saç: AKIN ÜNAL
Makyaj: GAMZE TEKİN
Styling Asistanı: SUDENAZ TUĞCU
Mekan: PERA PALACE HOTEL

Bir yanda annelik, bir yanda oyunculuk kariyeri, bir yanda sunduğunuz program… Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
En yoğun, en koşturmalı dönemi diyebilirim ama çok mutluyum. Aslında en durağan olacağını sandığım dönemdi, çünkü ikinci çocuktan sonra artık çalışmak zor olur diye düşünüyordum. Kariyerimi nasıl devam ettireceğim bu tempoda derken aksine en yoğun dönemine denk geldim. Mutlu muyum? Çok mutluyum. Yoruluyor muyum? Evet, ama olsun bu bana enerji veriyor, çalışmak ve bu tempo beni besliyor. Fiziksel olarak yoruluyorum, bazen kafa olarak da ama beni daha yukarıda tutuyor.

‘Yuvamdaki Düşman’ dizisiyle ekranlara geri dönüyorsunuz. Nasıl bir rolde izleyeceğiz sizi?
Bu projede konuk oyuncu olarak yer alıyorum. Canlandırdığım Tülin önemli bir karakter. Hem eşinden hem ailesinden bir takım yaralar almış bir kadın. Hikayenin kilit noktalarından da diyebiliriz. Sunuculuk benim için yeni bir deneyim, gündüz kuşağı formatı çok farklı bir format, alışık olmadığım bir düzen fakat şu an buna adapte oldum. Ama bir yanda oyunculuk öyle bir şeydir ki, sizin içinizi tırmalar, yapmak istersiniz. ‘Yuvamdaki Düşman’ benim bu duygumu da tatmin edebildiğim bir zamana denk geldi, çok güzel oldu bu anlamda.

İki oğlunuz var, haftanın dört günü program çekimlerindesiniz bir yandan da dizi çekimleri devam ediyor. Bugün erken saatlerde başladık çekime ve bu tempoya rağmen inanılmaz bir enerjiyle girdiniz kapıdan. Nedir bu enerjinin kaynağı?
Dediğim gibi beni çalışmak besliyor. Çalışmıyor olsam, evde kalsam o gün enerjim daha düşük oluyor. Program çektiğim için akşam saatlerinde evde olabiliyorum, sabah işe 10.00’da bile gitsem 08.00’de kalkıyorum, çocuklarımla kahvaltı ediyorum, vakit geçiriyorum, birini okula gönderiyorum, diğeriyle oynuyorum sabah onlarla o zamanı geçirdikten sonra işe gidiyorum. İşte de yoğun bir tempoda çalışıyorum, eve dönüyorum ve tekrar aynı tempoya giriyorum. Sabah 08.00’den akşam 22.00’a kadar bitmeyen bir tempodayım aslında. Uyuyup uyandığım saat de çok düzenlidir, bu düzenli tempoda mutluyum.
Annelikle birlikte değişir insan derler. Sizin annelikle beraber kendinizde en baskın hissettiğiniz değişiklik neydi? Törpülenen ya da öne çıkan taraflarınız neler oldu?
Birçok şey var, özellikle çocukların verdiği sorumluluk duygusu bambaşka bir duygu. Her zaman hayatta herkesten ve her şeyden önce onlar geliyor. Ne yaparsam yapayım her şeye onları da dahil ederek bir adım sonrayı düşünmek zorundayım. O hasta olmadan önce ona çorabını giydirmek ya da bir yerden geçerken kafasını çarpmasın diye ondan önce koşup önüne atlamak gibi. Annelik hep öngörülü olmayı da beraberinde getiriyor.

Kendinize vakit ayırdığınızda neler yapıyorsunuz?
Kendime bu sıralar pek vakit ayıramıyorum. Mesela markete mi gideceğim, çocuklardan biriyle gidiyorum ki hem çocukla vakit geçireyim hem market işini halledeyim. Bazen kuaföre giderken yanıma Ali Demir’i de alıyorum. Onları günlük hayatın bazı alanlarına dahil ederek birlikte vakit geçirmeye çalışıyorum. Son zamanlarda tek başıma kalıp kendimle vakit geçirebildiğim tek yerin uçak yolculuğu olduğunu fark ettim. Ola ki bir yere gidiyorsak, birazda uzun bir mesafeyse, bu sırada dinleniyorum…

Sık seyahat ediyor musunuz?
Bu sıralar işlerin yoğunluğundan pek seyahat edemiyoruz ama her seyahatimiz bizim için çok kıymetli. İki ya da üç günlük yurt dışı tatillerimize çocuksuz gidiyoruz. Biraz karı koca dinlenelim, arkadaşlarımızla vakit geçirelim diye. En çok bu tatiller dinlenebildiğim zamanlar oluyor.

Aşık olduğunuzda hangi tarafınız öne çıkar?
Uyumlu!

Sizi heyecanlandıran, mutlu eden şeyler nelerdir?
Dönem dönem değişiyor bunlar. Özellikle de yaşla beraber değişiyor. 25’li, 30’lu yaşlarla beraber bu hep farklılık gösteriyor. Şu anda çocukların büyürkenki ilk hareketlerine, dişinin çıkması, emeklemesi gibi şeylere heyecanlanıyorum. Bir yandan da kariyerimdeki gelişmeler çok heyecanlandırıyor beni. Gerçi ben hayatında büyük heyecanları ve hareketleri olan birisi olmadım, hep daha sakin ve programlı bir insan olarak ilerledim, o yüzden büyük sürprizlerim yok.

Peki, en çok üzen şeyler…
Çocukların hastalığı insanı çok üzüyor. Onlar evin neşesi olduğu için onların ateşlenmesi, hastalanması bizi aile olarak en çok üzen şey. Sağlıklarına bir şey olmasın, geri kalan her şey zaten hallolur diye düşünüyorum.

Kabul edeceğiniz rolleri seçerken çocuklardan sonra daha seçici oldunuz mu?
Çocuklar o anlamda etkilemiyor beni, benim kafamda kendimi yakıştırıp yakıştırmadığım roller vardır zaten, buna göre düşünürüm.

Oyunculuk kariyerinize dair gerçekleştirmek istediğiniz hayaller var mı?
Henüz film çekmedim, 2018’de ki hedeflerimden biri de bu.

Her oyuncunu kafasında mutlaka canlandırmak istediği bir karakter vardır, sizinkisi ne?
Bunu hep sorarlar ama benim kafamda böyle bir rol yok. Fakat hiç komedi yönümü gösterme şansım olmadı ekranda, beni hep ağlattırlar (gülüyor). Dram oynadığım için insanlar komik ve mizahi tarafımı göremedi. Seyirciye bunun zıttını vermek isterim.

Kadın komedi oyuncularından beğendiniz isimler kimler?
Gülse Birsel, Demet Akbağ, Ezgi Mola…

Sizi en çok ne güldürür?
Genellikle güler yüzlüyümdür. Pozitifimdir, kendime gülecek şeyler bulurum mutlaka.

Bildiğimiz kadarıyla bir de yağlı boya tablolar yapıyorsunuz…
Her ne kadar bu sıra yoğun tempodan fırsat bulamasam da yağlıboya geyşa tablolarım var. Ama sadece geyşa çizimleri yapabiliyorum. Bana çok estetik gelen ve yapmaktan çok keyif aldığım bir figür. Bir tabak veya yastık, bir objeyle çizimlerimi buluşturmak istiyorum aynı zamanda.

*Resim yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?
Bir anda ortaya çıktı. İzmir’de Kavak Yelleri’ni çekerken resim kursuna başladım ve bu yönümü keşfettim.

Pelin Karahan’ın hayatında ‘mutlaka yapılacaklar listesi’nde neler var?
Çok fazla görmek istediğim ülke var. Başka ülkeler, milletler görmek, insanları tanımak, başka hayatları bilmek lazım. En çok istediğim şey bu aslında.

Bu şehirden silmek istediğiniz bir manzara var mı?
Kesinlikle trafik!

Şehirde gizli bir lezzet durağınız var mı?
Kadıköy’de tren istasyonuna giderken köşede Kilisli Fiko var, yiyebileceğiniz en iyi dürümleri yapıyor.

Şehrin hangi yakasını tercih edersiniz?
Anadolu Yakası’nda oturuyorum ama ben Avrupa Yakası’nı daha çok severim.

İstanbul deyince gözünüzün önüne ilk gelen fotoğraf ne oluyor?
Köprü oluyor. Köprüden geçerken gördüğüm manzara canlanır kafamda İstanbul deyince.

PELİN KARAHAN’IN İSTANBUL’U
İstanbul’u hiç görmemiş birine bu şehri anlatacaksınız. En sık kullanacağınız kelimeler ne olurdu?
Çok trafik var!

İstanbul’da en sevdiğiniz semt?
Arnavutköy.

Bu şehrin tadını en çok kimler çıkarıyor sizce?
En güzel kuşlar çıkarıyor. Tüm şehri, bütün güzel manzarasıyla tadıyorlar.

İstanbul bir sevgili olsaydı onu elde etmek için neler yapardınız?
Bir kere çok talibi olurdu, o yüzden zor olurdu muhtemelen. Ona güzel bir yemek yapardım.

Şehrin en iyi kavuşma mekanı sizce neresi?
Köprü.

Şehirde şu ana kadar izlediğiniz en etkileyici konser ya da gösteri hangisiydi?
Tarkan’ın açık hava konserlerini çok beğeniyorum.

Bu şehri en çok kiminle keşfetmek isterdiniz?
Rahmetli anneannemle keşfetmek isterdim.

Akşam yemeği için tercih edeceğiniz üç yer?
Miyabi, Da Mario ve Lacivert.

En sevdiğiniz yürüyüş parkuru?
Ben parkurda yürümeyi değil de daha çok deniz görerek yürüyüş yapmayı seviyorum. Sahil hattı diyebilirim o yüzden.

Türk kahvesi içilebilecek en iyi adres?
Türk kahvesi değil ama latte severim, en iyi latte içilecek adresi sorarsan Karaköy’deki kafeler bu anlamda şahane.

En çok sevdiğiniz eğlence mekanı neresidir?
La Boucherie.

Sokaktan ne yemeyi seversiniz?
Simit.

İstanbul olmasaydı nerede yaşamak isterdiniz?
İzmir.

Son… Okuduğunuz kitap?
Oğlum’un bütün çocuk kitapları.

Aldığınız albüm?
Albüm pek almıyorum, ben çok iyi bir radyo dinleyicisiyim.

Gittiğiniz konser?
Kenan Doğulu.

 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Populer Yazılar